Yavuz Selamun (Netherlands Agenda) Youth Report (1) “Laik İslam radikalleşmeyi önlüyor”

Yavuz Selamun (Netherlands Agenda) Youth Report (1) “Laik İslam radikalleşmeyi önlüyor”

20 September, 2014

 

SELAMUN YAVUZ GENCLİK RAPORU 1“LAİK İSLAM RADİKALLEŞMEYİ ÖNLÜYOR”

Hollanda’ya geldiğimizde bir anda kendimizi Hollanda’da yaşayan Türk gençlerinin radikalleşme eğilimleri ve kriminal olaylara katılımları ile ilgili toplumsal bir tartışmanın içerisinde bulduk.

Bu konu ile ilgili bir tartışmanın olmasının toplumumuz adına olumlu bir gelişme olduğunu belirtmek gerekir. Gençlerimizi radikalleşmeden ve kriminal olaylardan uzak tutmamız gerektiği konusunda sanırım toplumsal bir uzlaşı içindeyiz ve bu konuda sorumluluklarımızın olduğunun bilincindeyiz. Ancak böyle bir tartışmanın doğru verilerle doğru bir zemin üzerinde yürütülmesi gerekir.

Bu tartışmaların nedeni ise Adalet ve Güvenlik Bakanlığı bünyesindeki Bilimsel Araştırma ve Dokümantasyon Merkezi (WODC) ve Terörizmle Mücadele Ulusal Koordinatörünün (NCTV) talimatıyla gerçekleştirilen bir araştırma raporunun açıklanmasıydı. Hoş, bu rapor Temmuz ayının ilk haftasında açıklandı ama araya yaz tatilinin girmesinden dolayı, rapor tatil döneminden sonra yeni yayınlanmış gibi kamuoyuna lanse edildi.

Yaz aylarında Hollanda’dan IŞİD’e katılan ‘cihadist’ler Hollanda kamuoyunu ve siyasetini meşgul ederken, adı geçen raporun hazırlanış süreci, resmen açıklanması ve bazı Türk toplum liderleri tarafından kamuoyuna lanse edilme tarihleri ayrı bir önem kazanıyor. Bu veri ve tarihleri doğru bir zemin üzerine oturtursak, rapordan çıkaracağımız sonuçlar da o derecede doğru olur.

Raporun hazırlanış süreci

Bu araştırmanın nedenlerinin başında, 2000’li yılların sonlarından itibaren çeşitli medyada Türk gençlerinin radikalizme eğilimli oldukları yönünde çıkan haberler idi. Daha önemli neden ise 2011 yılının ilk haftalarında ‘de Volkskrant’ gazetesinde günlük işlerinde profesyonel çalışmalar yapan bir grup Türk’ün, Türk gençlerinin kaygı verici boyutta sorunları olduğunu vurgulayan bir manifesto yayınlamalarıydı. Altında Türk toplumunun yakından tanıdığı 11 kişinin imzası bulunan bu manifestoda, Türk gençlerinin Hollanda toplumundan uzaklaştıkları, aile içi şiddete maruz kaldıkları, yüksek oranda psikolojik sorunlarla boğuştukları, Hollanda toplumunda katılımcı olmadıkları gibi sorunlar gündeme getirildi.

O döneme kadar Fas ve Hollanda Antilleri kökenli gençlerin hatırı sayılır oranda kriminal olaylara katılmasından dolayı çözüm arayışlarında bu gruplara odaklanan Hollanda makamları, Türk gençlerini unutmuş gibi bir görünüm çiziyorlardı. Bu makamlar, söz konusu manifestoda Türk toplumunun içinden gelen bu sinyalleri değerlendirerek bu araştırmanın yapılması için talimat verdiler.

Akademik anlamda ‘geniş kapsamlı’ diye adlandırabileceğimiz bu araştırmada, hem literatür hem de ampirik araştırma yapıldı. Genel hatlarıyla 2011 yılında ön çalışması yapıldı, 2012 yılında literatür ve ampirik araştırma yapıldı, 2013 yılında veriler değerlendirilerek analiz yapıldı, 2013 sonundan itibaren de araştırma raporunun yazılması aşamasına geçildi. Ve araştırma raporu 2014 Temmuz ayının ilk haftasında yayınlandı.

Yayınlanan raporda gerek Türk gençlerinin İslam radikalizmine eğilimli olup olmadıkları sorgulanıyor, gerekse Türk gençlerinin eğitim, job market, barınma ve segregasyon, kimlik arayışı ve oryantasyon, social relations, din anlayışı ve siyasi katılım gibi konulardaki pozisyonları elde edilen veriler ve analizler sonucu değerlendiriliyor.

Bu değerlendirmeler yapılırken Türk gençleri ile ilgili ortaya çıkan değerler, hem diğer araştırmalarda Fas ve Hollanda Antilleri kökenli gençlerle ilgili değerlerle, hem de Hollandalı gençlerle ilgili araştırma sonuçlarıyla kıyaslanıyor.

Radikalleşmeye karşı laik ve demokratik Cumhuriyet değerleri

Raporun sonuçları Hollanda Türk kamuoyuna ‘Türk gençleri radikalleşmiyor’ diye lanse edilse bile, son aylarda Gazze’de estirilen İsrail terörü ve Irak ve Suriye’de estirilen IŞİD vahşetinden dolayı Avrupa’daki Müslüman gençler arasında giderek artan radikalizmden bahsedilmiyor bu raporda. Bunun altını özellikle çizmek gerekir.

Çünkü ampirik araştırmada 73 genç ve 27 profesyonel çalışanla yapılan görüşmeler 2012 yılının ikinci yarısında gerçekleştirildi. Avrupa ülkelerinde yaşayan Müslüman gençler arasındaki radikalleşmenin Ortadoğu kökenli sorunlardan kaynaklandığını göz önüne alırsak, Ortadoğu’nun o zamanki durumuna bakmamız gerekir. Filistin bölgelerine İsrail baskısı her zaman olduğu gibi vardı, ama geçen aylarda olduğu gibi acımasız bir İsrail saldırısı söz konusu değildi; IŞİD’in adını ise henüz duymamıştık. Suriye, Türkiye’nin de kışkırtmasıyla bir iç savaşın eşiğindeydi.

Yani bu raporda, IŞİD ve İsrail teröründen etkilenip Avrupa’da radikalleşerek Filistin’de veya Irak ya da Suriye’de IŞİD’e yardım amacıyla ‘Cihat’a giden Müslüman gençler gibi Türk gençlerinin de son yıllarda ne derecede bu radikalizme eğimli olduklarına dair kesin bir bilgi ya da bulgu yok. Ortadoğu’da çok şeylerin değiştiği son iki yıldaki olayların, Hollanda’da yaşayan diğer Müslüman gençleri radikalleştirmesine rağmen, Türk gençlerini radikalleştirmediği sonucu hiçbir şekilde çıkarılamaz. Kaldı ki, Türk gençlerine yönelik sistematik şekilde radikalleştirme çabalarının olduğu biliniyor.

Raporda, Türk gençlerinin kriminalleşmesini ve radikalleşmesini önleyen faktörlerin sıralandığı bölümde en başta 20. Yüzyılın başından itibaren Türkiye’de laik İslam’ın toplumdaki yeri ve İslam’ın Diyanet adı altında kurumsallaşmasından dolayı Türk gençlerinin radikalizme başvurmadan iyi bir Müslüman olmak için çaba sarf ettikleri belirtiliyor. Raporda, “Hollandalı Türk gençleri, inançlarını giderek artan oranda pragmatik ve daha bireysel yaşıyorlar ve laik İslam buna fırsat veriyor” deniyor. Laikliğin gençleri radikalizmden koruyan en önemli öge olarak açıklanması laik Türkiye Cumhuriyeti’ne sahip çıkmamız gerektiğinin de altını çiziyor aslında. Ama diğer yandan laik Türkiye Cumhuriyeti’nin ağır aksak da olsa yürüyen bir demokrasisi ve sorunları demokratik kurallar çerçevesinde çözme kültürünü Cumhuriyet Türkiye’sinden Avrupa’ya yine bu çocukların ebeveynleri taşıdı. Dolayısıyla eğer Türk gençlerinde radikalleşme olmuyorsa bu hem laik İslam’dan hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin ağır aksak yürüyen demokratik değerlerinden kaynaklanıyor. Raporda bu bağlantının kurulmaması büyük eksiklik.

Çoğunluk mu, çoğulcu mu?

Ama bu rapor hakkında yapılacak en önemli eleştiri, bütün rapor boyunca çok değişik konularda Türk gençleri ile ilgili verilerin diğer etnik gruplar Fas ve Hollanda Antillerinden gençlerle karşılaştırıldığı gibi, aynı zamanda Hollandalı gençlerle de karşılaştırılması. Verilerin azınlık diğer iki etnik kökenden gençlerle karşılaştırılmasını anlayabiliriz, çünkü bu yolla aralarındaki benzerlikler ve farklılıklar ölçülmek isteniyor. Ama Türk gençleri ile ilgili verilerin çoğunluk Hollandalı gençlerin değerleriyle karşılaştırılması bence bir skandal. Çünkü raporda aynı zamanda zaman zaman Türk gençlerinin veri değerleri Hollandalı gençlerinkine yakınsa, bu olumlu bir gelişme gibi gösterilip, arada fark varsa bu olumsuz olarak değerlendiriliyor.

Yani bunun anlamı, ‘Hollandalı gençlere benzerseniz, iyi yoldasınız; eğer Hollandalı gençlere benzemiyorsanız kötü yoldasınız’ demek. Bu da asimilasyonu teşvik anlamına gelmiyor mu?

Halbuki bu veriler, kıyaslama amacıyla Hollandalı gençlerle değil de, ülkede yaşayan bütün gençlerin ortak değerleriyle karşılaştırılsa bu daha mantıklı ve çoğulcu anlayışa daha yakın olurdu. Rapor, bu haliyle hazırlanış biçiminden, azınlıkların toplum içinde çoğulcu bir katılım sağlamaları değil, çoğunluğa uymaları gereken azınlığa mensup bireyler gibi bir anlayışla yazılmış izlenimi veriyor.

Raporla ilgili bu üç önemli değerlendirmeyi yaptıktan sonra, gelecek hafta rapordan Türk gençleri ile ilgili diğer konularda çıkan sonuçları değerlendireceğiz. Rapor, bahsettiğim önemli eksiklikler olmasına rağmen araştırma biçimi ve derinliği açısından kesinlikle ciddiye alınması gereken sonuçları içeriyor.

 

Electronic mail: syavuz@kpnmail.nl
Twitter: syavuzt is
Facebook: www.facebook.com/selamunyavuz

© InterAjans – Her hakkı saklıdır.

View full post on InterAjans.nl