AMSTERDAM (İnterAjans) – Irkçılığa ve Ayırımcılığa Karşı Uluslararası Mücadele Günü çerçevesinde yarın başkent Amsterdam’da ırkçılık ve ayrımcılık protesto edilecek.
21 Mart Komitesi tarafından düzenlenen protesto yürüyüşü saat 13.00’da Dam meydanından başlayacak. Museum meydanında son bulacak gösteriyle ilgili olarak bir açıklama yapan Hollanda Türkiyeli İşçiler birliği (HTİB) Genel Başkanı Mustafa Ayrancı, “Hiç birimizin ‘bana ne’ demek, olan bitenlere omuz silkmek, umursamamak lüksü yoktur, olamaz, çünkü biz sustukça tehlike giderek yakınlaşıyor, üstümüze üstümüze geliyor” hij zei.
Irkçılık ve ayrımcılıkla etkin mücadelede güçbirliğinin önemine işaret eden Ayrancı, “Irkçılık, ayırımcılık, köktendincilik, şiddet, antisemitizm ve İslamofobi hepimizi tehdit ediyor, günlük yaşamımızı, ruh sağlığımızı etkiliyor. Bu tür tehlikelere karşı ancak ve ancak omuz omuza ve gücümüzü birleştirerek mücadele edebiliriz. Unutmayalım ki birlikten kuvvet doğar. Aslında hiç birimiz yalnız değiliz. Yeter ki bir araya gelebilelim, gücümüzü birleştirebilelim” expressie werd gevonden in.
HÜKÜMETLERİN PAYI BÜYÜK
Son yıllarda Avrupa’nın bir çok ülkesinde ırkçı akımların giderek güçlendiğine dikkati çeken Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (DİDF) Genel Başkanı Nuri Karabulut, gösteri ile ilgili yaptığı açıklamada “Ağırlıklı olarak İslam düşmanlığını kendisine malzeme yapan bu akımların gelişip güçlenmesi ve göçmen ve sığınmacılara karşı nefreti körüklemeleri dikkat çeken bir gelişmedir. Ancak bu noktaya gelinmesinin kendiliğinden olmadığını da bilmek gerekiyor. Bu noktaya gelinmesinde başta Avrupa’nın değişik ülkelerinde işbaşında olan hükümetlerin olmak üzere, çeşitli partilerin ve diğer çevrelerin yıllardan bu yana Müslüman ülkelerden gelen göçmen ve sığınmacılara karşı sürdürdükleri gerici propagandaların payı oldukça büyüktür” hij zei.
Böl-yönet politikalarıyla toplumun asıl sorunlardan uzaklaştırılmaya çalışıldığı anlatan Karabulut, sözlerini şöyle sürdürdü: “Burada yapılmak istenen, toplumda yaşanan ve sistem kaynaklı sorunların suistimali üzerinden emekçileri, asıl sorunlarından uzaklaştırmak; onları ‘yerli-göçmen’, ‘Müslüman-Müslüman olmayan’ diye bölerek, sermayenin ve hükümetin saldırılarına karşı emekçilerin ortak mücadelesini sekteye uğratmaktır. Wilders’in ve onunla işbirliği halindeki partilerin yapmak istedikleri tam da budur. Yani emekçileri bölmek! Bugün daha açıktan oynanan bu oyun, yeni değil. Bu gelişmeler, Hollanda ve Avrupa’nın değişik ülkelerinde yaşayan Türkiye kökenli göçmenleri de etkilemekte; kimi önyargı ve endişeleri derinleştirmektedir. Irkçıların istediği tam da budur. Bu yüzden, göçmenler olarak içe kapanmak yerine Hollandalı arkadaşlarımızla ve komşularımızla daha da yakınlaşıp ırkçılığa karşı ortak tepki vermeye ihtiyaç vardır.”
Irkçılığa ve ayrımcılığa karşı düzenlenecek olan gösteriye katılım çağrısında bulunan DİDF Genel Başkanı Nuri Karabulut, “İnsanca bir yaşam istiyorsak ve işyerlerinde, okullarda semtlerde ayrımcılıktan kaynaklı sorunlarla karşılaşmak istemiyorsak, içe kapanmak yerine; hangi kökenden, hangi inançtan olursak olalım emekçiler, kadınlar ve gençler olarak el ele vermemiz gerekiyor. Bunun için bütün Türkiye kökenli işçi, genç ve kadınları ırkçılığa ve milliyetçiliğe hayır demek, Hollanda ilerici ve demokratlarıyla birlik olduğumuz mesajını vermek üzere ırkçılık ve ayrımcılığa karşı uluslararası mücadele günü olan 21 mart Cumartesi günü Amsterdam’da yapılacak ırkçılığı protesto gösterisi ve yürüyüşüne katılmaya çağırıyoruz” şeklinde konuştu.
© ınterajans - alle rechten behoren interajans het Nieuws, gebruikt zonder toestemming.
Bekijk volledige bericht op InterAjans.nl