DORDRECHT (İnterAjans) – Dordrecht kentinde Belediye, Orta Öğretim Kurumu Da Vinci College ve MEE Drechtsteden kuruluşunun ortaklaşa düzenlediği konferansta radikalizm ve İslamofobi konuları dini, toplumsal ve bilimsel yönleriyle masaya yatırıldı.

MÜSLÜMAN DİN ADAMLARI VAZGEÇMELİLER

Dordrecht Belediyesi encümen üyesi Rik van der Linden’ın açılış konuşmasıyla başlayan konferansta Fas kökenli imam Yassin el Forkani İslamiyet’te din düşmanlığının olamayacağına vurgu yaparak “İlahiyat eğitimimi yaparken okuduğum Kuran’da bazı şeylerin farkına vardım. Kuran’da insanlardan oldukça sık bahsediliyor. Kuran-ı Kerim’de Hz. Muhammed’in adı iki kez geçiyor, ama en çok Hz. İsa’dan bahsediliyor. Bundan da Museviliğe ve Hıristiyanlığa inanmadan Müslüman olunamayacağı sonucunu çıkardım. İslam dini diğer dinlere düşman bir din değildir. Hollanda’daki Müslüman toplum, kendi içerisinde ilahiyat konusunu tartışmalı. Müslüman din adamları ‘mutlak hakikati’ bildikleri iddiasından vazgeçmeliler. Çünkü mutlak hakikati bildiklerini iddia ederlerse, Allah’a şirk koşmuş olurlar. Ancak Allah mutlak hakikati bilir” şeklinde konuştu.

SAVLARIN DAYANAĞI YOK

Politikolog Roemer van Oordt ise yaptığı konuşmada Hollanda’nın ‘Müslümanlaştırıldığı’ savlarının hiç bir dayanağının olmadığını savunarak “PVV gibi siyasi partilerin yandaşlarının propagandalarıyla Hollanda’da İslamiyet ve Müslümanlar sürekli baskı altında bırakılıyor. Yıllardan beri Hollanda’da cami sayısında bir artış yok. Müslüman nüfusta bir artış yok. Tam tersine Müslüman nüfus azalıyor. 2014 rakamlarına göre Hollanda’da yaşayan nüfusun yüzde 5,75’i Müslüman. Oysa Müslüman ibadethanelerine yapılan şiddet uygulamalarında önemli ölçüde artış söz konusu” zei.

TÜRK GENÇERİ KİMLİKLERİNE BAĞLI

Rotterdam Erasmus Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Richard Staring ise başında bulunduğu bir ekip tarafından yapılan "Turkse jeugd en radicalisme" konulu araştırma hakkında bilgi verdi. Türk kökenli gençlerin etnik kimliklerine bağlı olduğunu açıklayan Richard Staring “Türk gençlerinin geri kalmışlığı kuşaktan kuşağa ve eğitim düzeyi yükseldikçe azalıyor. Türk toplumu içerisinde çok değişik gruplar var ve bu gruplar içerisinde yer almak Türk gençlerini olumlu yönde etkiliyor. Ayrıca laik İslam’ın Türk toplumu içerisinde kurumsallaşması gençlere yeterli dayanak veriyor ve radikalizm ve ekstremizmden uzak kalmalarını sağlıyor” şeklinde konuştu.

RADİKALİZMDEN ÇOK DAHA BÜYÜK

Amsterdam Üniversitesinden Prof. Dr. Martijn de Koning ise radikalizm ile İslamofobi arasında bilimsel bir bağlantı kurmanın zor olduğuna değinerek “Ancak İslamofobi sorunu radikalizmden çok daha büyük. Radikalizm ve ekstremizm zaman ve mekâna göre anlamının değiştiği kavramlar. İslamofobi, laiklik ve güvenlik tartışmalarından etkileniyor. Uyum politikaları konusundaki tartışmalar ve din konusuna eleştirel yaklaşım da İslamofobiyi etkiliyor. İslamofobi toplumun daha büyük bir kesimi için önemli bir sorun, ama radikalizm değil. Ancak radikalizm, İslamofobiyi besliyor. Radikalizm ve İslamofobi çok yönlü ve çetrefilli bir sorun. Bundan dolayı radikalizm ile İslamofobi arasında doğrudan bir bağlantı kurmak oldukça zor” zei.

Konferansta hazır bulunan katılımcılar, radikalizmin sadece Müslümanları ilgilendiren bir sorun olmadığını, toplumun birçok kesiminde radikalizm örnekleri olduğunu belirttiler ve radikalizmin ortak yönlerinin araştırılması gerektiğine vurgu yaptılar.

© ınterajans - alle rechten behoren interajans het Nieuws, gebruikt zonder toestemming.

Bekijk volledige bericht op InterAjans.nl