NETHERLANDS uzun bir süreden beri Temsilciler Meclisi’nde bir ‘köstebek’ arıyor.
Bu arayış, Temsilciler Meclisi’nin en gizli ve gizemli komisyonunda görüşülen ‘devlet sırrı’ bilgilerin basına sızdırılması sonucu başladı.
Devlet sırrı
Yaklaşık iki yıl önce NRC Handelsblad gazetesi Hollanda’da yapılan 1 milyon 800 bin telefon görüşmesi ile bilgilerin Amerika Birleşik Devletleri (ABD) yetkililerine servis edildiğini haber yaptı, Hollanda’da yer yerinden oynadı.
Hesap vermesi için alelacele Temsilciler Meclisi’ne çağırılan İçişleri Bakanı Ronald Plasterk önce bu telefon görüşmeleri ile ilgili bilgileri Amerikalıların kendilerinin ‘tape’ ettiğini savundu; ancak birkaç ay sonra meclise sunduğu bu savunmayı geri çekti.
Yani Temsilciler Meclisi’ne yanlış bilgi verdiğini kabul etmiş oldu. Kendisine karşı verilen güvensizlik önergesi kıl payı oy çoğunluğu sağlayamadı, dolaysıyla Plasterk de Bakanlık koltuğunda kalabildi.
Ama konu ile ilgili Temsilciler Meclisi’nin ne zaman ve nasıl bilgilendirildiğini araştıran İçişleri Bakanlığı bürokratları, oturumları gizli tutulan İstihbarat ve Güvenlik Komisyonunun Bakan Plasterk tarafından daha önce bilgilendirildiğini tespit ettiler.
Bu ufak ayrıntı, daha önce acilen Temsilciler Meclisi’ne hesap vermek zorunda kalan Bakan Plasterk ve bürokratları tarafından gözden kaçırılmıştı. İstihbarat ve Güvenlik Komisyonunun ne zaman ve nasıl bilgilendirildiği araştırılıp gerçekler ortaya çıkınca Bakan Plasterk kendini kurtarmıştı.
Ama komisyonun bilgisine sunulan ‘devlet sırrı’ bilgilerin kim tarafından NRC Handelsblad’a servis edildiği sorusu gündemi meşgul etmeye başladı.
Ortada bir ‘köstebek’ vardı ve bu köstebeğin kim olduğu sorusu Hollanda parlamentosu, basını ve kamuoyu tarafından sorgulanmaya başlandı.
***
Peki…
İçinden gizli bilgilerin sızdırıldığı anlaşılan bu İstihbarat ve Güvenlik Komisyonu nedir, nasıl çalışır?
Bu komisyon, Temsilciler Meclisi’nde temsil edilen partilerin grup başkanları tarafından oluşur. Yani Mecliste irili ufaklı her partinin grup başkanı bu komisyonun üyesidir. Hollanda parlamentosunda 63 yıllık bir geçmişi vardır.
Bu komisyonun oturumları gizlidir; komisyonda konuşulan konular, verilen bilgiler ve alınan kararlar hiçbir şekilde dışarıya aktarılamaz; bu bilgiler meclis genel kurulunda dahi gündeme getirilemez, paylaşılamaz.
Bu komisyonun esas görevi, demokrasilerdeki ‘güçler ayrılığı’ ilkesinden yola çıkarak Hollanda istihbarat birimleri AIVD ve MIVD’nin çalışmalarının Temsilciler Meclisi tarafından denetimini sağlamaktır.
Hollanda’nın bütün devlet sırları bu Temsilciler Meclisi komisyonunda görüşülür, planlanır ve karara bağlanır. Bu komisyon adeta Hollanda’nın ‘Kozmik Odası’dır.
Köstebek kim?
Köstebek kim sorusu geçtiğimiz haftalarda yine gündemdeydi.
Çünkü gizli bilgilerin komisyondaki bir köstebek tarafından basına sızdırıldığı anlaşılınca, VVD Meclis Grubu Başkanı Zijlstra’nın, aynı zaman İstihbarat ve Güvenlik Komisyonu başkanı olarak da suç duyurusunda bulunmasından sonra bu soruya savcılar el atmak durumunda kaldılar.
Savcılık, yaptığı ön araştırmalardan sonra ‘görevsizlik’ kararı vererek Temsilciler Meclisi Başkanı Anouchka van Miltenburg’a bir mektup gönderdi ve konunun araştırılmasının savcılığın görev alanı dışında kaldığını ve Temsilciler Meclisi’nin araştırma yapılıp yapılmaması konusunda karar alma yetkisine sahip olduğunu belirtti.
Yani top yargıdan döndü, yasamaya geldi. Temsilciler Meclisi Başkanlık Divanı da konunun aydınlığa kavuşması için bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasına karar verdi.
Araştırma Komisyonu başkanlığına Hıristiyan Birlik (ChristenUnie) Temsilciler Meclisi üyesi Carola Schouten getirildi. Komisyon üyesi olarak milletvekilleri Harbers (VVD), Recourt (PvdA), Van Nispen (SP), De Roon (PVV), Van Toorenburg (CDA) ve Bergkamp (D66) görevlendirildi.
Bu Meclis Araştırma Komisyonu çalışmalarından sonra bir ya da daha fazla partinin meclis başkanı ‘vatana ihanet’ suçundan yargılanacak ve siyasi kariyeri bitecek. Eğer bu araştırma sonucunda koalisyon partilerinden birisinin meclis grup başkanının ‘köstebek’ olduğu sonucu ortaya çıkarsa belki de hükümet düşecek.
Meclis Araştırma Komisyonu çalışmalarının sonuçlarını ve köstebeğin kim olduğu sorusunun yanıtını önümüzdeki yıl içerisinde göreceğiz.
Yara neredeyse neşter oraya
Hani bir deyim vardır… Yara neredeyse neşteri oraya vurmak gerekir…
Demokrasilerin temel unsuru olan yasama, yürütme ve bağımsız yargının hassas dengeler içinde görevlerini ve sınırlarını bildiği ülkelerde de yara neredeyse neşter oraya vuruluyor.
Yürütme, yani hükümet, İstihbarat ve Güvenlik Komisyonunu –geç anlaşılsa bile- zamanında bilgilendirdiği için orada bir ‘yara’ yok.
Bağımsız yargı, önüne gelen dosyayı demokratik sistem içerisinde kendi sınırlarını bildiğinden yasamaya, yani Temsilciler Meclisi’ne havale etti; dolayısıyla yargıda da bir ‘yara’ yok.
Şu ana kadarki bilgilerden ortaya çıkan sonuç, Temsilciler Meclisi İstihbarat ve Güvenlik Komisyonundan dışarıya bilgi sızdırılması. Yani yara ‘yasama’ merciinde. Bu yaraya da Meclis Araştırma Komisyonu kurularak neşter vuruluyor.
Peki, Hollanda siyasi tarihinin en büyük güvenlik ve istihbarat skandalında basının ve özellikle NRC Handelsblad’ın konumu ne?
NRC Handelsblad sadece gazetecilik görevini yaptı; hem büyük bir başarıyla, hem de birçok basın mensubunun gıpta edeceği şekilde. Ayrıca hiç bir basın kuruluşuna da yayın yasağı getirilmedi; konu ile ilgili internet erişimi ve sosyal medya yasağı söz konusu bile olmadı.
Evrensel demokrasi anlayışının hâkim olduğu Hollanda’da hiç kimse, NRC Handelsblad’ın kapısını çalıp ‘Bu gizli bilgileri nereden elde ettiniz?’ sorusunu sormadı; hiç bir savcı da bu ‘devlet sırrı’ bilgileri yayınladığından dolayı herhangi bir gazeteciyi ‘vatan haini’ the da ‘ajan’ ilan edip tutuklamadı.
Herhalde dünyadaki ‘basın özgürlüğü’ sıralamasında 2013 and 2014 verilerine göre Hollanda’nın 2. Türkiye’nin ise 154. sırada yer alması bundan kaynaklanıyor.
Electronic mail: syavuz@kpnmail.nl
Twitter: syavuzt is
Facebook: www.facebook.com/selamunyavuz
View full post on InterAjans.nl