1 November, 2014
SOĞUK KIŞ GÜNLERİNDE SICAK TARTIŞMALAR YAŞANACAK
Irkçı Özgürlük Partisi (PVV) lideri Geert Wilders’ın 19 Mart yerel seçimleri sonuçlarının açıklandığı akşam “daha az Faslı” çağrısı yapmasından dolayı savcılık tarafından ifadesinin alınacağı kesinleşti. Wilders, ‘ayrımcılık yapmak, nefreti körüklemek ve bir grup insana ırkından dolayı hakaret etmek’ suçlarından yargılanacak.
Daha önce de buna benzer suçlardan hâkim karşısına çıkan, ancak her defasında mahkûmiyet almaktan kurtulan Wilders’ın işi bu kez zor gibi görünüyor. Wilders’ın seçim gecesi yaptığı çağrıdan dolayı 6 bin 400’ün üzerinde kişiden suç duyurusu alındığını açıklayan savcılık, bundan 6 yıl önce Müslümanlara hakaret ettiği için yapılan suç duyurularından dolayı yargılanmasına gerek görmemişti.
19 Mart’tan bu yana hem ‘Ulusal Ayrımcılık Uzmanlık Merkezi’nden, hem de savcılığın Bilimsel Bürosundan tavsiyeler alan savcılık bu kez Geert Wilders’ın sorgulanmasına ve mahkeme önüne çıkarılmasına karar verdi.
Wilders’ın bundan önceki davalarına sebep olan söylemlerin ‘toplumsal bir tartışma konusunda görüş bildirme’ olduğunu ve bunun ‘fikir özgürlüğü’ kapsamına girdiğini bildiren savcılık, bu kez kendisinin açıkladığı bir etnik gruba karşı ‘ayrımcılık yapmak, nefreti körüklemek ve bir grup insana ırkından dolayı hakaret etmek’ suçunu işlediği kanısına vardı.
Bu arada Hollanda’da siyasetçilerin dokunulmazlıkları ile ilgili bir bilgiyi de okuyuculara aktarmakta fayda var. Hollanda’da siyasi dokunulmazlık, parlamenterlerin Temsilciler Meclisi ve Senato çatısı altında yaptıkları konuşmalarla sınırlıdır. Parlamenterler, bu mekânların dışında sarf ettikleri sözlerden dolayı sorumluluk taşırlar ve söylemlerinde suç unsuru varsa Hollanda’da yaşayan her birey gibi cezai yaptırıma tabidirler. Bilindiği gibi Wilders söz konusu konuşmayı bir kafede yapmıştı ve bundan dolayı dokunulmazlık zırhına bürünmesi mümkün değil.
***
Savcılığın bu kararı ile Hollanda’da yaşayan azınlıkların kültür ve dinlerine yapılan hakaretlerin bundan sonra savcılık tarafından kovuşturmaya tabi tutulacağını sanıp aldanmamak gerekir. Savcılığın verdiği bu kararla din ve kültür ile ırk ve millet arasında kesin bir çizgi çekiliyor.
Din ve kültür olgusu, o din ve kültüre mensup insanların kendi görüş ve referanslarına göre algıladıkları ve kendi hayatlarında uyguladıkları bir yaşam biçimidir. İnsanlar, dinlerini ve kültürlerini kendi anlayışlarına göre yaşayabilirler. Din ve kültür, o din ve kültürle ilişkilendirilen toplumlarda yaşayan insanların hayatında değişken unsurlardır. Müslüman birisi oruç tutar, bir başka Müslüman oruç tutmaz; Müslüman bir kadın bugün başını kapatır, yarın başını açar; ama iman ettikleri sürece Müslüman olarak kalırlar. Hatta insanlar din bile değiştirebilirler. Dolayısıyla din ve kültür ile ilgili olgular her zaman değişkendir ve bundan dolayı toplumsal tartışmaya açıktır.
***
Daha önce de Hollanda’da yaşayan Müslümanların din ve kültürlerine hakaretler savuran Geert Wilders’ın yargılanmasına çoğu kez savcılık tarafından gerek görülmedi; hâkim önüne çıkarıldığında ise ceza almada kurtuldu.
Ancak bu kez durum biraz daha farklı. Geert Wilders, 19 Mart gecesi yaptığı konuşmada bir dini ya da kültürü hedef almadı, bir milleti hedef aldı. Milliyet ve ırk ise insan hayatında değişmeyen unsurlardır. Bir Hıristiyan sonradan Müslüman olabilir; ama bir Faslı, sonradan İtalyan ya da Alman olamaz. Sonradan Müslüman olmuş bir Hıristiyan’ın bu tercihini eleştirip toplumsal bir tartışma konusu yapabilirsiniz. Bir Müslümanın yaşam biçimini eleştirebilirsiniz; o yaşam biçimi o Müslümanın kendi tercihidir ve toplumsal eleştiriye açıktır. Ama bir insanı ırk ve milliyetinden dolayı suçlayamazsınız. Çünkü bu bir tercih meselesi değildir; her insan doğduğunda bir ırka ya da millete mensuptur, bu değiştirilemez.
Wilders’ın işi bu kez niye mi zor? Çünkü bu kez bir dine ya da kültüre mensup insanları hedef almıyor. Seçim gecesi yaptığı konuşmada ırkçı bir zihniyetle Hollanda’da yaşayan Faslıların ırk ve milliyetini hedef alıyor. Dolayasıyla Wilders’ın bu soruşturmadan mahkûmiyet almadan çıkması çok zor gibi görünüyor.
***
Hollanda’nın en medyatik siyasetçisi olan Wilders, olası bir mahkeme sürecinde de her zaman yaptığı gibi hem kendini savunacak, hem de kendi tabanına mesajlar vererek kendisi için olumsuz bu süreci partisi için bir propaganda aracına dönüştürmeye çalışacak. Mahkeme tarafından suçlu bulunduğu takdirde ise yargı sistemine yüklenecek.
Ancak Wilders’ın mahkûmiyeti kesinlik kazanırsa PVV tabanının tavrının ne olacağı merak konusu. Her zaman popülist söylemlere alkış tutan PVV tabanı, Wilders’ın ırkçı söylemlerinden dolayı mahkeme tarafından cezalandırılması durumunda Wilders ve PVV’yi desteklemeye devan edecek mi?
Bunu kestirmek mümkün değil, ancak soğuk kış günlerinde Hollanda kamuoyunda ırkçılık ve ayırımcılık ile ilgili sıcak tartışmaların olacağı kesin.
Electronic mail: syavuz@kpnmail.nl
Twitter: syavuzt is
Facebook: www.facebook.com/selamunyavuz
© ınterajans - all rights belong interajans the News, used without permission.
View full post on InterAjans.nl