GERİDE bıraktığımız haftanın en önemli gelişmesi şüphesiz Başbakan Davutoğlu’nun Avrupa Birliği (VAN) dönem başkanı Hollanda’ya yaptığı çalışma ziyareti idi.
Geçtiğimiz yıl yoğun diplomasinin yaşandığı AB – Türkiye ilişkilerinde yapılan anlaşmalarda karşılıklı verilen taahhütler bu yıl içerisinde hayata geçirilecek. AB dönem başkanı Hollanda ile Türkiye arasında en üst düzeyde ziyaretler önümüzdeki aylarda da sıkça yapılacak.
Hafta arasında yapılan ziyaretin en önemli gündem maddesi elbette geçen Ekim ayında yapılan ‘Sığınmacı Anlaşması’ idi. Ziyaretin içeriği ile ilgili özellikle Türkiye açısından değerlendirmeler basında yer aldı; bunları burada tekrarlamaya gerek yok. Avrupa yakasından durum nasıl gözüküyor; bunun değerlendirmesini yapalım.
***
Bilindiği gibi bu anlaşmanın AB açısından en önemli maddesi Türkiye’nin sınırlarını daha iyi kontrol ederek Türkiye üzerinden Avrupa’ya sığınmacı akının durdurulması ve Geri Kabul Anlaşması ile kaçak sığınmacıların Türkiye’ye geri gönderilmesi.
Türkiye açısından ise, hâlihazırda Türkiye’de yaşayan ve toplam 2,5 milyon olduğu tahmin edilen sığınmacının yaşam kalitesinin düzeltilmesi için AB tarafından 3 milyar euroluk mali desteğin geliştirilecek projeler kapsamında Türkiye’ye aktarılması ve üzerinde anlaşılan kriterlere uyulması durumunda Türk yurttaşlarına bir yıl içerisinde vize kolaylığının sağlanması.
Bu anlaşmanın hem AB hem de Türkiye açısından ne kadar çetrefilli ve özellikle Türkiye’nin önüne konulan şartların oldukça ağır olduğunu 11 en 18 Aralık’taki yazılarımızda açıkladık. Bu anlaşma her ne kadar kazan – kazan stratejisi ve karşılıklı çıkar üzerine oturtulmuş olsa dahi, 28 AB ülkesinin ve Türkiye’nin iç siyasi dinamikleri önümüzdeki süreç içerisindeki uygulamalarda birçok sorunu da beraberinde getirecek. Çünkü siyasi liderler aynı zamanda tribüne de oynamak zorundalar. Bunun sonucu kazan – kazan stratejisi her an ‘kazı – kazan’ mengenesi arasına sıkışıp kalabilir.
Böyle bir gelişme olabileceğinin ilk sinyallerini Hollanda Başbakanı Rutte geçtiğimiz yılın Aralık ayının ilk gününde verdi.
Başbakan Rutte, Türkiye ile yapılan ‘Sığınmacı Anlaşması’nın görüşüldüğü Temsilciler Meclisinde özellikle muhalefet kanadının sert tepkilerine cevaben yaptığı açıklamada Türklere uygulanan vize zorunluluğunda herhangi bir yumuşamanın söz konusu olmadığını belirtti.
Ocak ayının ilk haftasında Hollanda’nın Avrupa Birliği dönem başkanlığını devir teslim alma töreninde konuşan Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Hollandalı Frans Timmermans, Türkiye’nin AB’ye sığınmacı akınını önlemek için şimdiye kadar aldığı tedbirlerin beklentilerin çok altında olduğunu açıkça dile getirdi.
***
Başbakan Davutoğlu’nun Hollanda ziyareti sırasında da buna benzer bir ‘tribüne oynama’ olayı yaşandı. AB dönem Başkanı Hollanda ile Türkiye arasındaki görüşmelerin sonunda yapılan ortak basın toplantısında Hollanda Başbakanı Rutte’nın Avrupa Konseyi dönem başkanı sıfatıyla yaptığı açıklamada “Daha birkaç hafta öncesine kadar her gün Türkiye’den Avrupa’ya geçen binlerce sığınmacıdan bahsederken bugün ancak yüzlerce sığınmacıdan bahsediyoruz” şeklindeki sözleri dikkat çekiciydi.
Bu sözler Türkiye kanadı tarafından oldukça olumlu karşılandı ve bu Türk basınının manşetlerine de yansıdı.
Ancak bu sözlere Avrupa kanadından sert tepkiler geldi.
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği UNHCR, Avrupa Birliği Sınır Güvenliği Birimi Frontex ve Hollanda Temsilciler Meclisindeki muhalefet partileri Rutte’nın bu açıklamasının gerçekleri yansıtmadığını belirttiler.
UNHCR yaptığı açıklamada geçen hafta Perşembe günü Türkiye’den Yunan adalarına geçişte aşırı bir düşüşün gözlemlenmesine rağmen Pazartesi günü 2 ben 418, Salı günü ise 3 ben 676 sığınmacının Türkiye’den Yunan adalarına çıkış yaptığını vurguladı.
Frontex ise, Türkiye’den Avrupa’ya geçişlerde bir düşüş olduğunu söylemenin çok erken olduğunun altını çizdi.
Hollanda muhalefet liderleri ise Başbakan Rutte’nın sığınmacılar ile ilgili rakamları manipüle ettiği yönünde açıklamalar yaptılar.
***
Başbakanı Rutte bu açıklamaları elbette AB ile Türkiye arasında yapılan ‘Sığınmacı Anlaşması’nın işlerliğinin altını çizmek ve kamuoyu oluşturmak için yaptı. Yani tribüne oynadı. Ama daha saydam bir siyasi iklime ve araştırmacı ve sorgulayıcı bir basına sahip Avrupa’da gerçekleri tam anlamıyla yansıtmayan açıklamalar çoğu zaman bumerang etkisi yapar.
Bu açıklamasıyla AB – Türkiye ilişkilerinde tribüne oynayan Avrupa Konseyi dönem başkanı Rutte’nın başı önümüzdeki haftalarda biraz ağrıyacak gibi görünüyor. Ama bu baş ağrısı muhtemelen Rutte ile sınırlı kalmayacak. Yoğun diplomatik temasların olacağı önümüzdeki süreçte Almanya Başbakanı Merkel ve Fransa Devlet Başkanı Hollande’ın da benzeri durumlarla karşı karşıya kalması kimseyi şaşırtmasın.
Çünkü AB ile Türkiye arasında yapılan anlaşmanın her iki kanadın da tribüne oynamalarından dolayı ‘kazan – kazan’ stratejisinden ‘kazı – kazan’ yörüngesine evrilmesi şimdilik kaçınılmaz gibi gözüküyor.
Elektronik posta: syavuz@kpnmail.nl
Twitter: syavuzt Is
Facebook: www.facebook.com/selamunyavuz
© ınterajans - alle rechten behoren interajans het Nieuws, gebruikt zonder toestemming.
Bekijk volledige bericht op InterAjans