ROTTERDAM (İnterAjans) – Türkiye Gençlik Birliği Hollanda’nın düzenlediği ‘Ermeni ve Rus Belgeleriyle 1915 Olayları’ konulu konferansta konuşan Mehmet Perinçek, 1. Dünya Savaşı sırasında düşmanla işbirliği yapan Ermeni çetelerinin cephe arkasında suikast ve sabotajlar yapmasına engel olmak için çıkarılan ‘Tehcir Kanunu’nun soykırım olarak tanımlanamayacağını ifade etti.
“İŞBİRLİKÇİLER”
Savaş sırasında Doğu Cephesi’nde karışıklık yaratan Ermenilerin isyanlar çıkarmak için örgütlendiklerini, Osmanlı hükümetinin de vatan savunması için ‘meşru müdafaa’ hakkını kullandığını belirten Mehmet Perinçek sözlerini şöyle sürdürdü: “Anadolu’nun işgali sırasında egemen güçler Ermeni çetelere iki görev verdiler. Verilen birinci görev işgalci güçlerle işbirliği yaparak isyanlar çıkarmak, ikincisi ise cephe arkasında sabotajlar düzenleyerek Doğu Cephesi ordusuna mühimmat sevkiyatını önlemekti. Ermeni milliyetçiliği işbirlikçidir. 1. Dünya Savaşı’nda Osmanlı’ya karşı Rus işgalcilerle işbirliği yaptılar, 2. Dünya Savaşı’nda da Sovyetler Birliğine karşı Nazi Almanya’sı ile işbirliği yaptılar. Tehcirin bir soykırım olduğunu savunan Batılı ülkeler, Osmanlı topraklarında yaşayan Ermenilerin kötü yaşam koşullarını gerekçe olarak gösteriyorlar. Bu tamamen yalandır. Çünkü Osmanlı Devlet geleneğinde gayri Müslim azınlıklara farklı davranılması söz konusu değil. Ermenilerin özellikle baskıya mağdur kaldıkları tezi yanlıştır. 1915’te isyan çıkararak Van’ı ele geçiren Ermeniler, bu kenti Ruslara teslim ettiler. Rus işgalci güçleri tek kurşun bile atmadan işbirlikçi Ermenilerin sayesinde Van’ı işgal ettiler.”
“RUS ARŞİVLERİNE BAKILSIN”
Rus arşivlerinde Ermenilerin bölgedeki savunmasız Türk ve Kürt köylerinde işledikleri vahşetler ile ilgili mahkeme kararlarının olduğunu belirten Perinçek sözlerini “Çarlık Rusya’sı arşivlerine göre Ermeniler işledikleri tecavüz ve vahşetlerden dolayı cezalandırılmışlar. Mahkeme kararlarının gerekçelerinde de bu suçların savaş nedeniyle değil, bir ırka ve dine karşı yapılmış cinayetler olarak mahkeme kayıtlarına geçmiş. Çarlık Rusya’sının Kafkas Ordusu kumandanı Bolhovikov 11 December 1915 tarihli, yani Tehcir Kanunu çıkarıldıktan sonra, bölgedeki durum ile ilgili Rus askeri makamları için hazırladığı 93 sayfalık bir raporda, Ermeni çetelerinin işlediği vahşetleri anlatıyor. Bu raporda, bölgedeki Müslüman nüfusu tamamen ve sistematik şekilde ortadan kaldırmak için Ermeni çetelerinin yaptıkları çalışmalar yer alıyor. Bolhovikov, Ermenilere de toplu katliamlar yapıldığı iddiasının kendisine ulaştığını, bunun üzerine bu köylere müfettişler gönderdiğini ve müfettişlerin bu iddiaların tamamen yalan olduğunu tespit ettiklerini bu raporunda açık açık yazıyor” şeklinde sürdürdü.
“TÜRKİYE CUMHURİYETİ’Nİ DE KATMAK İSTİYORLAR
Batılı ülkelerin, 1915 and 1923 yılları arasında sürekli Ermeni katliamı olduğunu iddia ettiklerini söyleyen Mehmet Perinçek ”Çünkü Ermeni soykırımı yalanına sadece Osmanlı Devleti’ni değil, Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Kurtuluş mücadelesini de katmak istiyorlar” said.
Ermeni iddialarının, o bölgede ‘Büyük Ermeni’ devleti kurmak hayalini gerçekleştirmek için yapıldığını ve Batı ülkelerinden destek gördüğünü belirten Perinçek, “Ama o dönemde o bölgenin etnik yapısında 5 Müslümana karşı 1 Ermeni nüfusu var. Yani o bölgede bir Ermeni çoğunluğu mevcut değil. Bu iddialar bu dönemde Büyük Ortadoğu Projesi’ni hayata geçirmek için kullanılıyor. Bunu da şimdi Kuzey Irak’ta kurulan kukla devletle gerçekleştirmek istiyorlar” şeklinde konuştu.
“SİYASİ DESTEĞİ YİTİRİYORLAR”
Geçen hafta içerisinde Avrupa Parlamentosu’nda alınan kararı ve Vatikan’da Papa’nın yaptığı açıklamayı değerlendiren Mehmet Perinçek, “Bunlar tamamen siyasi kararlardır. Tarihi gerçeklerle hiç bir ilgisi yok. Bu karar ve açıklamalara karşın, birçok Avrupa ülkesinde de konunun tarihçilere bırakılması gerektiği konusunda alınan kararlar var. Ermeni iddiaları ve yalanları giderek Avrupa’da da siyasi desteğini yitiriyor” said.
Mehmet Perinçek, geçen Şubat ayında Lahey Adalet Divanı’nın Sırbistan ve Hırvatistan’ın 1995’teki Yugoslavya iç savaşında kabul ettiği tehcir yasalarının soykırım olmadığı yönündeki kararıyla tehcirin bir soykırım olarak kabul edilemeyeceğinin teyit edildiğini belirtti.
© ınterajans - all rights belong interajans the News, used without permission.
View full post on InterAjans.nl