BULGARIJE,,tr,'S hoofdstad, bewoond door racisten in een gebied van asielzoekers in Sofia,,tr,Aanbrengen van de galg bij de ingang van een huis,,tr,Asielzoekers zijn niet ontmoetten we verwelkomen,,tr,banners opgehangen,,tr,Hristo Botev-boulevard in Sofia op garage ingang van een huis op staan met vier touw en galg,,tr,Hij heeft de mensen van banners verstoren,,tr,Een persoon die in de buurt en gevraagd om niet te naam zijn,,tr,punks zitten hier maakt een dergelijke actie,,tr,mensen proberen te provoceren,,tr,Zoals te zien is niemand te nemen voorzorgsmaatregelen,,tr,ambtenaren,,tr‘da 1989 Tijdens het communistische regime dat regeerde tot, tegen Turken en moslims in het land., assimilatiedagen waarop namen werden veranderd en aanbidding verboden was, aradan geçen 30 yıla rağmen unutulamıyor.
45 yıl süren komünist rejimin özellikle son döneminde yoğunlaşan asimilasyon politikalarının kurbanları ve sadece haklarını aradıkları için siyasi suçlu olarak cezaevi ve kamplara gönderilen mağdurlar, her yıl mayıs ayında düzenlenen törenlerle anılıyor.
Bulgaristan’ın kuzeydoğusundaki Şumnu şehrine bağlı Kaolinovo (Bohçalar) kasabasında da dönemin baskıcı politikalarına karşı mücadele ederken yaşamını yitiren 4 Bulgaristan Türk’ü için anma töreni düzenlendi.
Türk kökenli heykeltıraş Seyfettin Şekerov’un yaptığı anıtın bulunduğu aynı meydanda, 30 yıl önce baskıcı yönetime karşı toplanan 20 bin kişiye asker, polis ve itfaiye birlikleri ile özel komando timleri müdahale etmiş, açılan ateş sonucu Necib Necib, Mehmed Saraç, Hakan Adnavud ve Mehmed Lom hayatını kaybetmişti.
Kaolinovo Belediye Başkanı Nida Ahmed, baskıcı komünist rejime karşı direnişin Kaolinovo’dan başladığını anlatarak, “Aslında Bulgaristan’da demokrasi, bu Türk milletinin attığı ilk adımlarla başladı.” zei.
Ahmed, Bulgaristan’daki demokrasi tarihinin başlangıcını simgeleyen ve “Mayıs Olayları” olarak anılan gösterilerin ilkinin Kaolinovo merkezinde yapıldığını anımsatarak, “30 yıl önce, Bulgaristan Türkleri totaliter rejiminden doğal insani taleplerini ortaya koymuştu. Onlar başka bir şey değil sadece isimlerini, ana dillerini, Müslümanlığı yaşamak istemişlerdi.” hij zei.
Acı dolu günler hala akıllarda
Aynı bölgede bulunan Kliment (Emberler) köyünde de anma törenleri her yıl düzenleniyor.
Emekli öğretmen Sabri Osman, her yıl mayıs aylarında civardaki tüm köylerde anma törenleri yapıldığını dile getirerek, “30 yıl önce yürütülen asimilasyon siyaseti yüzünden insanlar ayaklandı. Asimilasyon siyasetine karşı yürüyüşler, konuşmalar yapıldı.” zei.
O dönemde rejime karşı gösterilere katılanların askerler tarafından dövüldüğünü, silahla tehdit edildiğini ve toplama kamplarına götürüldüğünü anlatan Osman, “Bu olaylardan dolayı bu acıları anmak için her yıl burada bir araya geliyoruz.” hij zei.
Bulgaristan’daki asimilasyon kampanyası nasıl başladı?
in Bulgarije 10 Kasım 1989’a kadar hüküm süren komünist diktatör Todor Jivkov’un lideri olduğu komünist parti üst yönetimi, 1984 yılında ülkedeki 2 milyona yakın Türk ve Müslüman nüfusa yönelik asimilasyon kampanyası başlattı.
Rejimin “Yeniden Doğuş” adını verdiği bu kampanya kapsamında Müslüman isimleri Bulgar isimleriyle değiştirilirken, ülkede Türkçe konuşulması ve Müslümanların ibadetleri etmesi yasaklandı.
Rejim, in het bijzonder 1989 yılındaki gösterilerin ardından ülkenin kuzeydoğusu ve güneydoğusunda yaşayan Türk ve Müslümanlara şiddetli baskılar uygularken, bu baskılar sonucu 30’a yakın insan yaşamını yitirdi.
Ayaklanmalarla baş edemeyeceğini anlayan Jivkov, 24 Mayıs 1989’da Türkiye sınırını açarak isimlerinin değiştirilmesini reddeden 400 bini aşkın Bulgaristan Türkü’nü göçe zorladı.
Türk ve Müslümanların ayaklanmasıyla başlayan hareket sonucunda Jivkov, 10 Kasım 1989’da darbeyle iktidardan indirildi.
Asimilasyon kampanyası ile ilgili 1990’da başlatılan yargı süreci ise hala sonuçlandırılmadı.
© InterAjans/Haberlerin tüm hakları İnterAjans’a aittir, gebruikt zonder toestemming.
Bekijk volledige bericht op Inter Ajans