Yavuz Selamun (Nederland Agenda) Gençlik Raporu (3) Sorunlar eğitim ve işpazarında yoğunlaşıyor

Yavuz Selamun (Nederland Agenda) Gençlik Raporu (3) Sorunlar eğitim ve işpazarında yoğunlaşıyor

4 Oktober, 2014

SELAMUN YAVUZ GENCLIK RAPORU 3Gençlik raporu (3)

SORUNLAR EĞİTİM VE İŞ PAZARINDA YOĞUNLAŞIYOR

Hollanda’da yaşayan Türk gençlerinin konumu ile ilgili Temmuz ayının ilk haftasında açıklanan rapor, özellikle radikalizm ve kriminal olaylara katılım ile ilgili sonuçlarıyla kamuoyuna yansıdı. Ayrıca raporda, Türk gençlerinin eğitim, iş pazarı, barınma ve segregasyon, kimlik arayışı ve oryantasyon, sosyal ilişkiler, din anlayışı ve siyasi katılım gibi konulardaki pozisyonları da araştırma konuları arasındaydı.

Bu anlamda adı gecen rapor hem geniş, hem de araştırma yöntemi anlamıyla bilimsel anlamda derinlik içeriyor. Dolayısıyla sonuçlarının da ciddi anlamda Hollanda Türk toplumu içerisinde tartışılması gerekir.

Rapor sonuçlarını bir de tersten okumak gerek

Olumlu algı oluşturma teknik ve metotları sanırım iletişim bilimlerin en önemli derslerinden. Formülasyon, sözcük seçimi, veri değerlerinin sıralandırılması, kıyaslama biçimleri vesaire algı oluşturmada kullanılan en önemli teknikler.

Söz konusu raporun kaleme alınış biçiminde de bir algı oluşturma tekniği kullanılmış. Raporda Türk gençlerinin eğitimdeki konumları ile ilgili bölümünde özetle şöyle deniliyor:

"Hollandalı Türk gençleri temel, orta ve yüksek eğitimde (eskiye nazaran) daha başarılılar. Bundan dolayı giderek artan oranda Havo ve Vwo gibi okullarda öğrenim görüyorlar. Öğrenimi bırakma oranı da göreceli olarak düşük. Yüksekokul ve bilimsel eğitim görenlerin sayısı da giderek artıyor.

Hollandalı gençlerle karşılaştırıldığında Hollandalı Türk gençleri eğitimde geri kalmış durumdalar. Temel eğitimde dil, matematik ve Cito sonuçlarında gerideler. Orta ve yükseköğrenimde de Hollandalı yaşıtlarına göre eğitim seviyesi ve eğitimdeki başarıları konusunda gerideler."

Bu verileri bir de tersten yazıp okuyalım:

"Hollandalı Türk gençlerinin Hollandalı gençlerle karşılaştırıldığında eğitimde geri kalmış oldukları ortaya çıkıyor. Temel eğitimde dil, matematik ve Cito sonuçları bu geri kalmışlığa en büyük etken olarak göze çarpıyor. Bu geri kalmışlık orta ve yükseköğrenimde de devam ediyor. Türk kökenli öğrencilerin Hollandalı yaşıtlarına göre eğitim seviyesi ve eğitimdeki başarı konusunda geri kaldıkları görülüyor.

Maar, genel anlamıyla Türk gençleri eskiye nazaran temel, orta ve yüksek eğitimde daha başarılılar; giderek artan oran da Havo ve Wvo gibi seviyesi yüksek okullarda öğrenim görüyorlar ve öğrenimi yarıda bırakma oranı da daha düşük. Yüksekokul ve bilimsel eğitim görenlerin sayısı da giderek artıyor."

Bu iki metinde de aynı veriler kullanılıyor. Ancak birinci metinde olumlu gelişmeleri öne çıkaran veriler yazının başında kullanılarak olumlu algı yaratılıyor; ikinci metinde ise tam tersi yapılarak olumsuz algı yaratmak için olumsuz verilere yazının başında yer veriliyor.

Bu ve bunun gibi daha birçok ‘algı oluşturma’ yöntemleri var. Adı geçen raporun istisnasız her bölümünde yukarıda örneğini verdiğimiz gibi olumlu veriler öne çıkarılarak ‘olumlu algı’ oluşturma çabası dikkat çekiyor. Dolayısıyla raporun sonuçlarını bir de tersten okuyunca Türk gençlerinin sorunlarının boyutunu daha iyi görebiliriz.

Raporda göze çarpan sonuçlar

Raporun radikalizm ve kriminal olaylara katılımla ilgili bölümleri yeni veriler içerse bile, diğer bölümlerin daha önce yayınlanan raporlar ve elde edilen verilerden pek bir farkı yok. Türk gençleri her ne kadar radikalizme eğimli değiller ve göreceli olarak kriminal olaylara katılımları az olsa bile, eğitim ve iş pazarındaki sorunları konjonktüre dayalı olarak artarak devam ediyor.

Raporun tamamının sonuçlarını burada paylaşmaya yerimiz yok, ama göze çarpan birkaç sonucu sizlerle paylaşalım:

– Hollanda’da yaşayan Surinam, Fas ve Hollanda Antilleri gibi etnik gruplara nazaran ülkeler arası ilişkileri en güçlü olan grup Türkler; ancak bu kimlik ve oryantasyon arayışı özellikle yüksek öğrenim görmüş Türk gençleri arasında azalıyor.

– Ayırımcılık tecrübesini daha az yaşayanlar ve yükseköğrenim görenler kendilerini daha çok Hollanda’da evlerinde gibi hissediyorlar.

– Türkler, Hollandalılara göre daha sık taşınıyorlar, kötü kaliteli evlerde oturuyorlar ve diğer etnik gruplara nazaran daha fazla göçmenlerin yoğun olduğu bölgelerde oturuyorlar.

– Türklerin, göçmenlerin yoğun olduğu semtlerde oturmasının nedeni sosyo-ekonomik (eğitim ve gelir düzeyi), sosyal-kültürel (akraba ve tanıdıklarla birlikte göç etme, etnik hizmetlerin yakın olması), ayırımcılık ve konut pazarında oluşan dışlamadan kaynaklanıyor.

– Ampirik araştırma çerçevesinde söyleşi yapılan gençlerin büyük bir bölümü, staj yeri ya da iş ararken ayırımcılığa uğradıklarını, ya da iş arkadaşları tarafından kaba ve kırıcı davranışa maruz kaldıklarını ve küçümsendiklerini belirtiyorlar.

– Gençlerin bir kısmı kendi işyerlerini açmak istiyor. Bunun için Türkler arasındaki sosyal ağdan destek beklendiğinden, bu gençler kendi etnik gruplarına yöneliyorlar. Bu da uzun vadede Hollandalı Türk gençlerinin daha yüksek mevkilere gelmesine engel oluyor.

Bu raporun sonuçlarını tersten okursak, bu ülkedeki 50 yıllık göçmenlik tarihimize rağmen birçok konuda 3. kuşak gençlerimizin sorunlarının halen devam etmekte olduğunu görüyoruz. Raporda olumlu gelişmelerin öne çıkarılmasına rağmen, birçok konuda olumsuz ve kötü gidişatı göz ardı etmememiz gerekir. Eğitim ve iş pazarı geri kalmışlığı önlemenin en önemli faktörleri. Bu iki konuda sorunlar çözülürse, diğer sorunların çözümü de çorap söküğü gibi gelir. Gençlerimizin temel sorunları da bu iki sektörde toplanıyor.

Elbette bu konudaki temel sorumluluk Hollanda Sosyal İşler ve İstihdam Bakanlığında. Bu iki sektörde daha etkili ve belirlenen hedeflere odaklanmış çalışmalar yapılması gerekiyor.

 

Niet: Geçen haftaki yazımız ile ilgili Lahey Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Ünver’den bir açıklama geldi. Bu açıklamayı aynen yayınlıyoruz.

“Sayın Yavuz, eleştiri noktalarınızın büyük kısmı haniflik kavramının yanlış anlaşılmasından kaynaklanmıştır. Bu kavramın Hanefilikle ve Ebu Hanife ile hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Tamamen Kuran kavramı olarak ele alınmış, hanif ve haniflikten bahsedilmiştir.

Saygılarımla sunarım.

Mustafa Ünver”

 

Elektronik posta: syavuz@kpnmail.nl
Twitter: syavuzt Is
Facebook: www.facebook.com/selamunyavuz

© InterAjans – Her hakkı saklıdır.

 

 

Bekijk volledige bericht op InterAjans.nl