Ergun KULA / AMSTERDAM (İnterAjans) – Hollanda polisi tarafından azınlıklara karşı ayrımcılık yapılması riskinin arttığı belirtildi.
Tilburg Üniversitesi’nden Paul Mutsaers tarafından yapılan antropolojik araştırmada, polisin bürokrasiden arındırılmasının, bireyselliğin ön plana çıkarılmasının ve polis memurlarının davranışlarında daha serbest olmalarının ayrımcılık riskini yükselttiği sonucuna varıldı.
İncelemeler hem halka yönelik ayrımcılığı, hem de polis memurları arasındaki ayrımcılığı kapsadı. Polis memurlarının, kendilerine sağlanan “profesyonel özgürlüğün” artması ve denetim mekanizmasının gerektiği gibi işlememesi sonucu kamu hizmeti veren devlet memuru gibi davranmaktan uzaklaşmaya başladıkları uyarısı yapıldı. Polis memurlarının davranışlarında özgür bırakılmalarının özel ve kamusal alan arasındaki sınırı ortadan kaldırdığı, bunun da ayrımcılık ve keyfi davranışla sonuçlanabildiği ifade edildi.
Araştırmacı, yabancı gençlerin büyük sorunlar yarattıkları Amsterdam’ın West ilçesinde uygulanan PsyCops projesine dikkati çekerek, bunun savaş durumlarında kazanmak amacıyla yerel halkın kalbini ve beynini manipüle etmede kullanılan bir taktik olduğunu kaydetti. Mutsaers, Amsterdam’ın West ilçesinde yaşayanların norm, değer, din, aile bağları ve siyasi tercihlerinin polis tarafından askerlerin yardımıyla gözlemlendiğini belirterek, “Hollanda halkının özel yaşamına bu denli girilmesi özgür ve demokratik bir toplum anlayışıyla bağdaşmıyor” ifadesini kullandı.
İzlenen politikaların ve polisin bu tutumunun suç rakamlarını da etkilediğini belirten Paul Mutsaers, her belediyede polisi denetlemek için halk konseyi oluşturulmasını önerdi.
© InterAjans – Haberlerin tüm hakları İnterAjans’a aittir, izinsiz kullanılamaz.
View full post on InterAjans.nl