Prof. Dr. Kutlay Yağmur: Türk Çocuklarının Hollanda Eğitim Kurumlarındaki Konumları ve Dil Gelişimleri (1)

Prof. Dr. Kutlay Yağmur: Türk Çocuklarının Hollanda Eğitim Kurumlarındaki Konumları ve Dil Gelişimleri (1)

7 Temmuz, 2014

KUTLAY YAGMUR TURK COCUKLARININ HOLLANDA EGITIM KURUMLARINDAKI KONUMLARI VE DIL GELISIMLERI 1Türk Çocuklarının Hollanda Eğitim Kurumlarındaki Konumları ve Dil Gelişimleri (1)

Batı Avrupa’da doğup büyüyen göçmen Türk çocuklarının eğitim kurumlarındaki başarı durumu her geçen yıl daha da düşmektedir. Başarısızlığın nedenleri genellikle etnik köken ve ailenin eğitim düzeyine bağlı olarak açıklansa da sorunun nedenlerini araştıran çalışmaya pek rastlanmamaktadır. Genellikle öğrencileri etnik kökenlerine göre sınıflayan ve öğrencileri aldıkları notlara ve puanlara göre kıyaslayan akademik araştırmalar öğrencilerin başarısızlık nedenlerini açıklamaya yetmemektedir. Bu makalede Hollanda genelindeki durumdan yola çıkarak, Türk öğrencilerin eğitim kurumlarındaki konumlarına ilişkin tespitler yapılmakta ve alternatif çözüm önerileri sunulmaktadır.

Batı Avrupa eğitim çevrelerinde göçmen çocuklarının eğitim alanındaki başarılarına ilişkin algı ve yargılar her geçen yıl daha da olumsuz bir yapıya bürünmektedir. Eğitimde başarısızlığın nedenlerine ilişkin kapsamlı hiçbir çalışma yapılmazken sonuçlara ilişkin birçok akademik yayın üretilmiştir. İkinci ve üçüncü kuşak Türk göçmen çocuklarının ilköğretimden başlayıp üniversiteye kadar olan eğitim alanındaki kazanımları sadece yüzdelik rakamlarla yansıtılmakta ama başarının veya başarısızlığın nedenleri pek irdelenmemektedir. Bu makalede Hollanda’daki durum, öğrencilerin okul başarısı üzerindeki etkenler bağlamında tartışılacaktır. Bu değerlendirmede Hollanda eğitim sistemi kısaca tanıtıldıktan sonra mevcut akademik çalışmalara hakim olan “göçmen çocuklarının başarısızlığı” yargısı birkaç açıdan sorgulanacaktır. Eğitimde başarı üzerine etki eden öğretmen, okulun rolü, toplumsal koşullar, müfredatın yapısı ve dil öğretimi yaklaşımları gibi konular genelde göz ardı edilmekte ve başarısızlık varsa bunun tüm faturası göçmen çocuklarına çıkarılmaktadır. Çalışmanın ikinci bölümünde eğitimde başarı üzerinde önemli rol oynayan etkenler değerlendirildikten sonra son bölümde göçmen çocuklarının dil gelişimine ilişkin tespitler yapılarak bundan sonra yapılacak araştırmalar için öneriler sunulacaktır.

Eğitimde başarısızlık tartışmaları
Kurumsal hiyerarşi üzerine kurulu olan Hollanda eğitim kurumlarında öğrenciler sınavlardan aldıkları sonuçlara göre çok erken yaşlarda farklı düzeylerdeki okullara yönlendirilmektedir. Öğrenciler henüz 12 yaşındayken Cito sınavı diye adlandırılan okul bitirme sınavı her zaman öğrencinin gerçek bilişsel becerilerini tespit etmeye yeterli olmayabilmektedir. İlköğretim döneminde dil ve kavram gelişimine ilişkin temel uygulamalar eksik kaldığı için çoğu zaman göçmen çocukları akranlarına göre geride kalabilmektedir. Ancak okul bitirme sınavına kadar hiçbir dilsel, davranışsal, akademik ve bilişsel sorun okullar tarafından dile getirilmediği için sadece okul bitirme sınavından sonra öğrencinin bilişsel ve dilsel becerileri gündeme gelmektedir. Bu durumun nedenleri kapsamlı olarak araştırılmadığı için okul başarısına yönelik çalışmalar ilköğretim bitirme sınavları, orta dereceli okullardaki başarısızlık oranları ve farklı okul türlerine gönderilen öğrencilerin sayısıyla sınırlı kalmaktadır. Bu akademik çalışmalarda öğrencilerin etnik kökeni, anadili, evde konuşulan dil, aile kökeni, okul tercihi, ırkçılık – ayrımcılık ve okul özellikleri gibi ölçütler kullanılmaktadır. Sınıf içi uygulamalar ve öğrencilerin bireysel olarak maruz kaldıkları muamele hiç gündeme gelmemekte her türlü çalışma ‘siyasal aritmetik’ diye bilinen grup temelli yüzde hesapları üzerinden açıklanmaktadır. Bu durum sadece yapılan akademik çalışmaların sadece sonuç odaklı olduğunu göstermektedir ve ortaya çıkan eşitsizliği doğal sonuç gibi yansıtma ve kabul ettirme riski taşımaktadır. Bilinen eşitsizliğin nedenlerini araştırıp gerçek sorunları ortaya çıkarmaktansa mevcut sonuçları mutlak yargılar ve tespitler gibi sunmanın göçmen çocuklarının eğitimdeki başarısına hiçbir katkısı olmamakta tam aksine mevcut eşitsizlik öğretmenler ve eğitim kurumları nezdinde tescillenmektedir. Hem öğretmenler hem de eğitim kurumlarının olumsuz algı ve yargı rakamlarla desteklenmiş olmaktadır. Bu makalede bu durumun eleştirel bir değerlendirmesi yapıldıktan sonra okul başarısızlığının öğrenci dışındaki paydaşları sorgulanacaktır.

Göçmen çocuklarının eğitim kurumlarındaki başarısızlığı yerine eğitimdeki eşitsizliği ve nedenlerini tartışmak daha anlamlı olacaktır. Hollandalı eğitimciler ve eğitim sosyolojisi alanında çalışan bilim insanları etnik köken ve eğitimdeki başarısızlık arasındaki ilişkiyi her yıl yineledikleri kıyaslamalarla yayımlamaktadırlar. Her yıl tekrarlanan bu kıyaslamaların somut olan işlevi göçmen çocuklarının başarısızlığını tanıtlaması ve nedenlere ve çözümlere yönelik hiçbir tespitin yapılmamış olmasıdır.

Tablo 1’de sunulduğu gibi yıllara göre farklı dilsel ve kültürel kökenlerden olan öğrenciler Hollandalı öğrencilerle kıyaslanmakta ve aradaki farklılıklar her yıl kamuoyuna ilan edilmektedir. Eşitler arasında olmayan bu kıyas göçmen çocuklarının eğitimdeki başarısızlığına çare olmak bir yana tam aksine bu grupların özgüvenlerini düşürücü ve moral bozucu nitelikte olmaktadır.

Tablo 1: Hollandaca ve Matematik sonuçlarının yıllara göre dağılımı (O=50, S.S=10) (Gijsberts & Herweyer 2007)

Test Sonuçları

Türk

Faslı

Yerli D-SES

Yerli Y-SES

Hollandaca dil puanı

1988/1989

34,3

34,7

48,7

52,4

1994/1995

36,4

38,8

48,1

53,4

1996/1997

37,6

39,2

48,0

52,8

1998/1999

37,2

40,5

47,6

52,8

2000/2001

38,8

40,8

47,3

52,9

2002/2003

39,3

42,0

47,5

52,6

2004/2005

40,3

42,8

47,1

52,5

Matematik

1988/1989

40,7

39,6

48,3

52,3

1994/1995

42,8

42,5

47,7

52,8

1996/1997

44,7

43,2

47,6

52,4

1998/1999

45,1

44,1

47,1

52,2

2000/2001

46,0

44,6

46,8

52,2

2002/2003

45,7

44,7

46,6

51,9

2004/2005

46,1

45,7

46,3

51,8

Tablo 1’de sunulan sonuçlar aslında göçmen çocuklarının yıllar içinde özellikle matematik alanında ciddi gelişme gösterirken anadili Hollandaca olan yerli öğrencilerin gelişim yerine gerileme gösterdiğine tanık oluyoruz. Bu da ciddi bir şekilde araştırılması gereken konulardan birisidir. Eğitim bilimcilerin görevi sadece sonuçlar üzerinden kıyas yapmak değil mevcut sorunların nedenlerini tespit etmek ve uygun çözümler bulmak olmalıdır. Hollanda eğitim çevrelerinin mevcut çalışma şekli henüz sadece sonuç odaklıdır.

 

Haftaya: “Siyah Okullar”

 

View full post on InterAjans.nl