Kadir Gecesi nedir? Kadir Gecesi namazı nasıl kılınır? Kadir Gecesi duası nedir?
KADİR GECESİ
Kur’ân-ı Kerîm’in indirildiği mübarek gece.
Sözlükte kadir (kadr) kelimesi “hüküm, şeref, güç, yücelik” gibi anlamlara gelir. Dinî literatürde ise “leyletü’l-Kadr” şeklinde Kur’ân-ı Kerîm’in indirildiği gecenin adı olarak kullanılır. Aynı adı taşıyan 97. sûre bu gecenin fazileti hakkında nâzil olmuştur. Sûrede Kur’an’ın Kadir gecesinde indirildiği ve sözü edilen gecenin bin aydan daha hayırlı olduğu belirtilir. Müfessirler hayırlı olanın bu gecede yapılan amel olduğunu, bin ayın ise içinde Kadir gecesinin bulunmadığı bir süreyi ifade ettiğini belirtirler (Taberî, XV, 339). Ancak genel bir rakam konumunda bulunması ve ism-i tafdîlden sonra gelmesi dikkate alınarak bu sayının çokluktan kinaye olabileceğini söylemek de mümkündür (Mâtürîdî, vr. 895b; Mevdûdî, VII, 187). Kur’ân-ı Kerîm’in başka âyetlerinde de bin ve elli bin yıla tekabül eden “gün” kavramı kullanılmaktadır (es-Secde 32/5; el-Meâric 70/4).
Allah’ın insanlara peygamberler vasıtasıyla son hitabı ve nihaî mesajı olan Kur’an’ı indirmesi insanlığın hidayetinde bir dönüm noktası teşkil ettiği için bu olayın gerçekleştiği gece özel bir anlam taşır. Kadir gecesinin önemine işaret eden bir hadiste, önceki ümmetlerin uzun ömürlü olmaları sebebiyle fazla sevap kazanma imkânına sahip bulunmalarına karşılık müslümanlara Kadir gecesinin verildiği belirtilir (el-Muvaŧŧaǿ, “İǾtikâf”, 6). Kadr sûresinde bildirildiğine göre bu gecede Allah’ın izniyle melekler ve Cebrâil yeryüzüne iner ve gece boyunca yer yüzüne barış ve esenlik hâkim olur.
Kadr sûresinde verilen bilgiler, Kur’an’ın ramazan ayında (el-Bakara 2/185) ve bütün hikmetli işlerin kararlaştırıldığı mübarek bir gecede (ed-Duhân 44/3-4) indirildiğine dair âyetlerle birlikte ele alındığında Kadir gecesinin ramazan ayı içinde bulunduğu sonucu ortaya çıkar. Bu gecenin daha çok ramazanın son on veya yedi günündeki tekli gecelerde aranması gerektiğine dair hadisler (Buhârî, “Fażlü leyleti’l-Ķadr”, 2-3; Müslim, “Śıyâm”, 205-220) gecenin tesbitiyle ilgili bazı ipuçları vermektedir. Bu hususta sahâbeden gelen rivayetlerde en çok ramazanın 27. gecesi öne çıkıyorsa da (Müslim, “Śalâtü’l-müsâfirîn”, 179-180, “Śıyâm”, 220-221; Ebû Dâvûd, “Şehru Ramażân”, 2, 6; Tirmizî, “Śavm”, 72) bu rivayetler ihtilâflı olduğundan kesinlik ifade etmemektedir. Bazı nakillerde Hz. Peygamber’in Kadir gecesinin vaktini haber vermeye teşebbüs ettiği, ancak o sırada bir konuda anlaşmazlığa düşen iki sahâbînin Resûlullah’a başvurması üzerine buna fırsat bulamadığı, daha sonra da konunun zihninden silindiği bildirilir (Buhârî, “Fażlü leyleti’l-Ķadr”, 4; Müslim, “Śıyâm”, 217; Dârimî, “Śavm”, 56).
Kadir gecesinin kesin olarak belirlenmemesinin hikmeti üzerinde duran âlimler, bu durumun gecenin feyzinden istifade etmek için daha uygun olduğunu söylemişlerdir. Zira Kadir gecesinin bildirilmesi halinde müslümanlar sadece o geceyi ihya etmekle yetinebilirlerdi. Halbuki kısmî belirsizlik sayesinde müminlerin Kadir gecesi ümidiyle bütün ramazan gecelerini ibadet şuuru içerisinde geçirmeleri söz konusudur. Ayrıca Kadir gecesinin bildirilmemesi yoluyla müslümanların bilerek ona saygısızlık göstermeleri veya tâzimde aşırıya kaçmaları önlenmiş olur (Zemahşerî, IV, 273; Fahreddin er-Râzî, XXXII, 28-29).
Bir hadiste inanarak ve mükâfatını Allah’tan bekleyerek Kadir gecesini ihyâ edenlerin geçmiş günahlarının affedileceği müjdelenmiştir (Buhârî, “Fażlu leyleti’l-Ķadr”, 1; Müslim, “Śalâtü’l-müsâfirîn”, 175-176). Ramazanın son on gününe girildiğinde Hz. Peygamber dünyevî işlerden uzaklaşıp i’tikâfa çekilir, geceleri daha çok ibadet ve tefekkürle geçirdiği gibi ailesini de uyanık tutardı (Buhârî, “Fażlu leyleti’l-Ķadr”, 5; “İǾtikâf”, 1; Müslim, “İǾtikâf”, 1-5; Tirmizî, “Śavm”, 73). Bir hadiste Resûl-i Ekrem’in Kadir gecesinde, “Allahım! Sen affedicisin, affı seversin, beni de affet!” şeklinde dua edilmesini tavsiye ettiği belirtilir (Tirmizî, “DaǾavât”, 84; İbn Mâce, “DuǾâǿ”, 5). Bu sebeple müslümanlar, ramazan ayının son on gecesini ve özellikle âlimlerin çoğunluğunun işaret ettiği 27. geceyi, kulluk bilinci içinde ibadet ederek ve geçmişte yaptıkları hataları bir daha tekrarlamamaya kesin karar vererek geçirmeye özen gösterirler.
Kadir gecesi hakkında birçok risâle yazılmıştır. Bunlar arasında Bedreddin el-Karâfî (Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 3582; TSMK, III. Ahmed, nr. 545), Ali el-Kārî (Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 3666; Hacı Mahmud, nr. 329), Ahmed b. Ali el-Bûnî (Süleymaniye Ktp., Cârullah Efendi, nr. 2083), Süleyman b. İbrâhim el-Alevî (İÜ Ktp., AY, nr. 3280), Muhammed Abdürraûf el-Münâvî (Beyazıt Devlet Ktp., Bayezid, nr. 239) ve Aziz Mahmud Hüdâyî’nin (Gazi Hüsrev Bey Ktp., Karagöz Bey, nr. 3571) eserleri sayılabilir.
Kadir Gecesi Namazı ve Duaları
Büyük İslâm İlmihâli’nde Kadir Gecesi namazı şöyle tarif edilmiştir:
“Kadir Gecesi namazı iki rekât kılındığı takdirde her rekâtta iki yüz âyet okunmalı (Amme-İnşikāk:237 âyet, Bürûc-Kadir:221 âyet), yüz rekâta kadar kılındığı zaman her rekâtında Fâtiha Sûresinden sonra “Kadir Sûresi” ile üç kere “İhlâs Sûresi” okunup iki rekâtta bir selam verilir.
“اَللَّهُمَّ اِنَّكَ عَفُوٌّ تُحِبُّ الْعَفْوَ فَاعْفُ عَنِّى.”
‘Ey Allâh! Gerçekten sen çok affedicisin, affı seversin, öyleyse beni affet’ duası da tekrar edilmelidir.” (Ömer Nasûhî Bilmen Hoca Efendi. Büyük İslâm İlmihâli)
————————————————————————————————————
Kadir Gecesi namazı hakkında İbni Abbâs (Radıyallahu Anhuma) dan Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in şöyle buyurduğu rivayet olunmuştur:
“Her kim Kadir Gecesinde iki rekat kılar da her bir rekatında bir Fâtiha, yedi kere de İhlâs okursa, selam verdiğinde ise, yetmiş kere: (“اَســـــْتَغْفِرُ اللَّهَ وَاَتُــــوبُ اِلَيْــــهِ”)derse, Allâh-u Te’âlâ kendisini ve anne babasını affetmedikçe yerinden kalkmaz. Allâh-u Te’âlâ cennete melekler gönderir de onlar onun için ağaçlar dikerler, köşkler yaparlar ve ırmaklar akıtırlar. Kendisi de bunların tümünü görmedikçe dünyadan çıkmaz.”
Âişe (Radıyallahu Anha) şöyle buyurmuştur: “Bir kere ben: ‘Yâ Rasûlâllâh! Kadir gecesine denk gelirsem, ne diyeyim?’ dediğimde:
“اَللَّهُمَّ اِنَّكَ عَفُـــوٌّ تُحِبُّ الْعَفْوَ فَاعْفُ عَنِّى.”
“‘Ey Allâh! Gerçekten sen çok affedicisin, affı seversin, öyleyse beni affet.’ de” buyurdu”Âişe (Radıyallahu Anha) şöyle buyurmuştur: “Şayet ben Kadir Gecesinin hangi gece olduğunu bilseydim, onda Allâh-u Te’âlâ’dan ancak âfiyet isterdim.”
Bu rivayetten de anlaşıldığı üzere;Kadir Gecesinde en çok istenmesi gereken şey âfiyettir. Âfiyet ise dünya-âhiret, maddî ve manevî tüm belalardan kurtuluş demektir. Bu konuda birçok dua mevcutsa da, en üstünü, Rasûlüllâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)in sabah-akşam asla terk etmediği şu duadır:
“اَللَّهُمَّ اِنِّى أَسْأَلُكَ الْعَافِيَةَ فِى الدُّنْياَ وَاْلآخِرَةِ. اَللَّهُمَّ اِنِّى أَسْأَلُكَ الْعَفْوَ وَالْعَافِيَةَ فِى دِينِى وَدُنْيَايَ وَاَهْلِى وَمَالِى. اَللَّهُمَّ اسْتُرْ عَوْرَاتِى وآمِنْ رَوْعَاتِى. اَللَّهُمَّ احْفَظْنِى مِنْ بَيْنِ يَدَيَّ وَمِنْ خَلْفِى وَعَنْ يَمِينِى وَعَنْ شِمَالِى وَمِنْ فَوْقِى. وَاَعُوذُ بِعَظَمَتِكَ اَنْ أُغْتَالَ مِنْ تَحْتِى.”
“Ey Allâh! Muhakkak ben Senden dünya ve âhiret hususunda âfiyet isterim. Ey Allâh! Şüpehiz ki ben Senden, (günahlarım için) af (ve mağfiret), dinim ve dünyam, ailem ve malım hususunda da âfiyet isterim.
Ey Allâh! Ayıplarımı ört, korkularımı emniyete çevir. Ey Allâh! Beni önümden ve ardımdan, sağımdan ve solumdan, bir de üstümden (gelecek tüm musibetlerden) koru. Altımdan (gelecek zelzele gibi âfetlerle) helâk edilmemden de Senin azametine sığınırım.”
Rasûlüllâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)şöyle buyurmuştur: “Herkim üç kere:
“لاَاِلَهَ اِلاَّ اللَّهُ الْحَلِيـــمُ الْكَرِيــــمُ سُبْـــحَانَ اللَّهِ رَبِّ السَّمَوَاتِ السَّبْعِ وَرَبِّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ.”
‘Halîm ve Kerîm olan(; kullarına ceza vermekte aceleci olmayan ve çok büyük lütf-u kerem sahibi olan)Allâh-u Te’âlâ’dan başka hiçbir ilâh yoktur. Yedi kat göklerin Rabbi ve büyük Arş’ın Rabbi olan Allah’ı (tüm noksan sıfatlardan tenzîh ve) tesbîh ederim.’ derse, Kadir Gecesine yetişmiş kimse gibi olur.”(Ramazân-ı Şerîf Risâlesi, Cübbeli Hoca Efendi)
KADİR GECESİNİ İHYA ETMENİN FAZİLETİ
Kadir Gecesini İhya Etmenin Fazileti Nedir ve Bu Geceyi Ramazanın Hangi Gecelerinde Aramak Gerekir?
Kuvvetle tercih edilen görüşe göre; Ramazan ayının yirmi yedinci gecesi Kadir Gecesidir. Pek mübarek bir gecedir.
Bu mübarek gecenin faziletini bizlere bildiren bir sure, bir ayeti kerime ve birçok hadisi şerif bulunmaktadır. Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor:
“Şüphesiz biz o Kur’an’ı Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesi nedir bilir misin? Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. O gece melekler ve ruh Rabbinin emriyle her bir iş için veya her bir kişi için inerler de inerler. O gece tan yeri ağarıncaya kadar selam ve esenliktir.” (Kadir: 97/1-5)
“Biz o Kur’an’ı mübarek bir gecede indirdik, zaten biz insanlığı her zaman uyarmaktayız.” (Duhan: 44/3)
Kur’ân-ı Kerîm, bu geceden başlayarak Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e inmiştir. Bu geceyi ibadetle geçirmenin sevabı pek çoktur. Bu gecenin bir anı vardır ki, ona rastlayan dua her halde kabul buyrulur. Bu geceyi ibadetle geçiren kimsenin geçmiş tüm günahları bağışlanır.
Ebû Hüreyre (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerîfte Nebî (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
–”Faziletine inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek Kadir gecesini ihya eden kişinin geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhârî, Îmân 25, 27, 28, 35, Savm 6, Terâvih 1, Leyletü’l–kadr 1; Müslim, Müsâfirîn 173–176.)
Ramazan ayının son on günlerinde Cami’de itikâfa girmek ve bu günlerde Kadir Gecesini aramak gerekir. Nitekim Âişe (Radıyallâhu Anhâ)dan rivayet edildiğine göre Resûlullah (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Ramazan ayının son on gününde câmiye kapanır ibadete soyunur ve şöyle buyururdu:
“Kadir gecesi’ni ramazanın son on günü içinde arayınız!” Buhârî, Leyletü’l–kadr 3; Müslim, Sıyâm 219. Ayrıca bk. Tirmizî, Savm 72.
Yine Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi:
Ramazan ayının son on günü girdiğinde Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem geceleri ihyâ eder, ev halkını uyandırır, ciddiyetle ibadete soyunur ve eşleriyle ilişkiyi keserdi. Buhârî, Leyletül–kadr 5; Müslim, İ’tikaf 7. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Ramazan 1; Nesâî, Kıyâmü’l–leyl 17; İbni Mâce, Sıyâm 57.
Yine Âişe radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, ramazanda diğer aylardan daha fazla (kulluk yapmaya) çalışırdı. Ramazanın son on gününde de ramazanın öteki günlerinden daha fazla ibadet ederdi. Müslim, İ’tikâf 8. Ayrıca bk. Tirmizî, Savm 72; İbni Mâce, Sıyâm 57.
Bu gece de yapılan salih bir amel, seksen üç sene dört ay boyunca sürekli yapılan bir amele denk olmaktan öte, ondan daha faziletli olduğundan bu geceyi ganimet bilmek, zikirle, ibadetle ihyâ etmek gerekir.
View full post on Haber Utrecht