SOSYAL demokrat PvdA öteden beri Hollandalı Türklerin tercih ettiği partilerin başında gelir. Birinci kuşağın ‘Kel adam’ diye nitelendirdiği 1970’li ve 1980‘li yılların sosyal demokrat lideri Joop den Uyl geleneğinden beri bu destek giderek azalsa da devam etmiştir.
Şu anda Temsilciler Meclisi’nde, eyalet ve belediye meclislerinde en çok Türk’ü PvdA içinde barındırıyor. PvdA’dan Temsilciler Meclisi’nde ve eyalet meclislerinde 3’er, belediye meclislerinde ise 53 Türk kökenli siyasetçi yönetim kadrosunda.
2013’teki genel seçimlerde 2. büyük parti konumuna gelen PvdA daha sonra yapılan yerel seçimler ve Avrupa Parlamentosu seçimleri ile eyalet meclisi seçimlerinde sürekli kan kaybetti. En son eyalet meclisi seçimleri sonuçlarına göre ülkenin 6. büyük partisi konumuna kadar düştü.
Bunun sebeplerini de zaman zaman siz okuyucularla paylaştım.
***
Soğuk Savaş’ın bitmesi sonucunda dünyaya egemen olan neo-liberal akım, aslında sosyal-demokrasi kavramının için boşalttı. Wim Kok’tan sonra sosyal demokratlar 13 yıldır bir başbakan çıkaramadılar. 13 yılda kurulan 6 değişik hükümette ancak iki kez koalisyonun küçük ortağı olarak yer alabildiler. Yer aldığı bu hükümetlerde de PvdA, neo-liberal akımın baş aktörleri VVD ve CDA hükümetlerinde ancak neo-liberalizmin taşeronu olarak görev yaptı.
Bana göre şu andaki hükümette de PvdA, neo-liberal taşeron kimliğinden fazla bir varlık gösteremiyor…
Ancak, PvdA içerisinde iki önemli gelişme geçen hafta gündemdeydi. Bu gelişmeler PvdA içerisinde bazı kıpırdanmaların olduğunun sinyallerini verdi.
Bunlardan birincisi, partinin bir kısım önde gelen isimleri ki bunların içinde milletvekilleri de vardı, yayınladıkları bir manifestoda PvdA’ya ‘Sola dön’ çağrısı yaptılar.
Diğer önemli gelişme ise kabinedeki Başbakan Yardımcısı ve Sosyal İşler ve İstihdam Bakanı Lodewijk Asscher’ın geleneksel Martin Luther King anısına yaptığı konuşmada, Hollanda’da sosyal yaşamı, ayırımcılık ve ırkçılığı eleştirerek “İnsanlar değil, toplumun değer yargıları değişmeli” şeklindeki açıklaması idi.
***
Önce bir kısım PvdA’lının altına imza attığı manifestoya bir göz atalım. Manifestonun temelini şu beş madde oluşturuyor:
- Sol’a güvenin tekrar sağlanması,
- Tek taraflı tasarrufların yerine sündürülebilir büyümenin ve istihdamın sağlanması için yatırımlar yapılması,
- Dayanışma, paylaşım ve eşit şans sağlanmasının norm olarak kabul edilmesi,
- Ekonomideki köklü sürdürülebilirliğin sağlanması ve
- Avrupa’da Aydınlanma’nın sonucu oluşan değer yargılarının korunması ve aktif dile getirilmesi.
Aslında manifestonun temeli en son maddede açıklanmış; diğer dört maddede bunun günümüz şartlarına göre içinin doldurulması sağlanmak istenmiş.
En son madde ne diyor?
“Avrupa’da Aydınlanma’nın sonucu oluşan değer yargılarının korunması ve aktif dile getirilmesi.”
Avrupa’da Aydınlanma hareketi 1500’lü yıllarda başladı, 1650’li yıllarda bir ivme kazandı ve 1789 Fransız Devrimi ile doruk noktasına ulaştı.
Aydınlanma hareketi kime karşı başlatıldı?
Aydınlanma hareketi, o devirlerde toplumun her kesimine hakim olan, tarihte ‘Karanlık Çağ’ olarak nitelendirilen, toplumun her kesimine Hıristiyan ruhban sınıfının hakim olduğu bir yönetim sistemine karşı, bireylerin öne çıktığı, ‘hakimiyet milletindir’ sloganının atıldığı…
Eşitlik (egalite)
Özgürlük (liberte)
Kardeşlik (fraternite)
kavramlarından yönetime talip olan kesimlerin ilham aldığı bir hareket olarak başladı.
Bu manifestonun Aydınlanma’ya atıf yapılarak bugünkü meali aslında nedir, biliyor musunuz?
“Toplumun her kesimine hakim olan neo-liberal akıma karşı yine eşitlik, özgürlük ve kardeşlik kavramlarından yola çıkarak 225 yıllık Aydınlanma kazanımlarının korunması ve neo-liberalizmin toplumdaki hakimiyetine karşı yeni bir mücadelenin başlatılması!”
Bu manifesto neo-liberalizme karşı böyle bir mücadelenin PvdA çatısı altında başlatılmasını sağlayacak mı?
Bunu, bakıp göreceğiz…
***
Gelelim ikinci önemli gelişmede Başbakan Yardımcısı Asscher’ın verdiği mesajın değerlendirmesine…
Asscher’ın mesajının ana başlığı ‘İnsanlar değil, toplumun değer yargıları değişmeli’ ne anlama geliyor?
İnsanların yaşadığı her toplumda değer yargıları vardır. Toplumun yapısal gelişmesine göre değer yargıları, herhangi bir dini, yerleşik toplum geleneklerini, kültürü ve hatta etnisiteyi temel alarak oluşur. Bu değer yargılarına göre de insanlar çeşitli alt kültürlere ve kalıplara ayrılırlar. Ancak bu değer yargıları, toplumun çoğunluğunun oluşturduğu bir uzlaşma ile meydana gelirler.
Sosyal bilimlerde ‘sosyalizasyon’ ya da ‘sosyalleşme’ diyebileceğimiz bir yöntemle çoğunluğun belirlediği değer yargılarına uymayan insanları belirli kalıplara sokma çabası vardır.
Yani, insanları değiştirme çabası…
Bakan Asscher, ‘İnsanlar değil, toplumun değer yargıları değişmeli’ diyor. Asscher’ın bu post-modernist söylemi, toplumsal sorunları çözme çabasında şimdiye kadar olduğu gibi ‘çoğunlukçu’ değil, ‘çoğulcu’ (pluriform) bir yaklaşım.
Asscher, bu söylemiyle bir vizyon ortaya koyuyor ve hatta Aydınlanma’nın sonucu oluşan değer yargılarının bile değişmesi gerektiğini dile getiriyor.
Avrupa’daki aydınlanma hareketi geçtiğimiz 225 yılda elbette toplumda ruhban sınıfının hâkimiyetinin önünü keserek bireylerin özgürlüğünü ve halkın iradesini yönetime yansıttı.
Ancak, neo-liberalizmin de etkisiyle bu gelişme, özellikle son çeyrek asırda, toplumda ekonomik anlamda sermayenin başını çektiği egemen sınıfın kayıtsız şartsız hakimiyetine çanak tuttu; sosyal anlamda da çoğunluğun hüküm sürdürdüğü bir sosyal yapı oluştu.
Asscher’ın, çoğunlukçuluğun yerine çoğulculuğu tercih etmesi aydınlanma hareketine yeni bir ivme kazandıracaktır ve neo-liberalizmin gayri-insani (asosyal) tutumuna karşı bir panzehir görevi yapacaktır.
***
Sosyal demokrat PvdA’nın iki yıl sonraki genel seçimlerde başarılı olup olmayacağı, gerek söz konusu manifestodaki söylemlerin, gerekse Asscher’ın ortaya koyduğu vizyonun altının doldurulmasına endeksli gibi görünüyor.
İçimdeki bir his bana PvdA’nın Lodewijk Asscher liderliğinde yeni bir vizyonla 2017 genel seçimlerine gireceğini söylüyor.
Zaten, ancak yeni bir vizyon ve yeni bir lider PvdA’yı erimekten kurtarır.
Elektronik posta: syavuz@kpnmail.nl
Twitter: @SYavuzTR
Facebook: www.facebook.com/selamunyavuz
© InterAjans – Haberlerin tüm hakları İnterAjans’a aittir, izinsiz kullanılamaz.
View full post on InterAjans.nl