Filistin adına, İsrail’e karşı Gazze’de savaş suçu işlediği gerekçesiyle Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) başvuran Fransız avukat Gilles Devers, “İsrail’i sonunda UCM’de yargılanırken görme şansımız var” dedi.
Filistin Adalet Bakanı Salim el Saka ve Gazze Başsavcısı İsrail Cabir tarafından görevlendirilen ve 25 Temmuz’da İsrail’in Gazze’de savaş suçu işlediğine dair dava dilekçesini Hollanda’nın Lahey kentindeki UCM Başsavcılarından Fatu Bensuda’ya veren Devers, İsrail’e karşı başlatılan hukuki işlemin halen devam ettiğini ve başvuru sayesinde bu kez sonuçlanma şansının bulunduğunu belirtti.
Devers, AA’ya verdiği özel demeçte, Başsavcı Bensuda’nın 5 Ağustos’ta, “mahkemenin Filistin’in Roma Statüsü’ne taraf olmaması nedeniyle bu davaya bakma yetkisinin bulunmadığı bahanesiyle” söz konusu başvuruyu reddetme kararına karşı çıktıklarını vurguladı.
“Bu argümanın hukuki açıdan hiçbir değeri olmaması nedeniyle hemen hukuki işlemleri yeniden başlattık” diyen Devers, UCM’nin cevabının beklendiğini, mahkemenin davanın açılmasına karar vereceğini ancak henüz buna ilişkin bir tarih bildirilmediğini ifade etti.
Fransız avukat, “Aslında Filistin’in Roma Statüsü’nü onaylamaya ihtiyacı yok çünkü hukuki işlemler ‘statünün 12.3. maddesinin’ öngördüğü gibi basit bir yargı yetkisi beyanıyla sonuçlanabilir, bu adalet bakanı tarafından yapılabilir ve çok daha az işlem gerektirir” değerlendirmesinde bulundu.
Filistin’in yetki beyanını, İsrail’in “Dökme Kurşun” operasyonunun sona ermesinin ertesi günü (22 Ocak 2009) kabul ettiğini, İsrail ordusu hakkında şikayette bulunulduğunu ancak bunun 25 Temmuz’dakinden daha az ele alındığını ve daha az etkili olduğunu hatırlattı.
Ramallah tarafında birçok çekincenin bulunduğunu, İsrail’in ve ABD’nin misillemelerinden endişe duyulduğunu belirten Devers, Roma Statüsü’nün 15.1. maddesini (Savcı, Divanın yargı yetkisi alanına giren suçlarla ilgili bilgilere dayanarak kendiliğinden soruşturma açabilir) ve Adalet Bakanı Saka’nın imzaladığı 12.3. maddesini içerdiğinden hukuki olarak bu yeni işlemin tamamen geçerli olduğunu vurguladı.
Gbagbo örneği
130 hukuk profesörünün şikayetin kabul edilebilirliğini doğrulamak için bir metin kaleme aldığına ayrıca daha önce de bu tür hukuki işlemlerin sonuca bağlanabildiğini gösteren örneklerin bulunduğuna dikkati çeken Devers, Fildişi Sahili’ni örnek gösterdi.
Eski Fildişi Sahili Devlet Başkanı Laureng Gbagbo’nun Nisan 2003′te kendisinin imzaladığı, Aralık 2010′da Devlet Başkanı Alassane Ouattara’nın tasdik ettiği yetki beyanına dayanılarak UCM’de yargılandığını hatırlatan Devers, başvurudan bu yana Filistin’de Statü’nün imzalanması kararı konusunda uzlaşma bulunduğunu, bunun her şeyi değiştireceğini ve değişimin an meselesi olduğunu belirtti.
“Yeni Filistin hükümeti İsrail’i yargılatmakta kararlı”
Filistin hükümetinin 2009 ve 2014 yılları arasındaki kararlılık farkına dikkati çeken Devers, Hamaslılar da dahil Filistinli yetkililerin, Haziran-Temmuz 2014′te, çoğu kadın ve çocuk 2 binden fazla kişinin öldüğü “Kıyıları Koruma Operasyonu”nda işlediği savaş suçları nedeniyle İsrail’in UCM’de yargılanmasının arkasında hiç bu kadar kararlı durmadığını vurguladı.
Devers, Savcılık Bürosu’na çok baskı olduğunu ancak şikayetin Filistin için direnişin yeniden vücut bulması anlamına geldiğini ifade ederek hukuki süreç uzun sürse bile tüm şantaj ve baskılara göğüs germeye hazır olduklarını kaydetti.
BM ve Güvenlik Konseyi’ne güven duymadıklarını belirten Devers, UCM’nin tarafsızlığına ve bağımsızlığa inandıklarını söyledi.
UCM’nin harekete geçmemesi ve Filistin’e kapıları kapatması durumunda meşruluğunu kaybedeceğine dikkati çeken Devers, “Filistinlilerin şiddete karşı adaleti seçtiğini, insanlık namına uluslararası toplumun bunu desteklemesi gerektiğini” vurguladı.
© AA
View full post on InterAjans.nl