Atıldılar

Atıldılar

14 Kasım, 2014

ATILDILAR FOTO INTERAJANS yeniLAHEY (İnterAjans) – Bazı Türk kuruluşlarıyla ilgili şeffaflık tartışması, PvdA (İşçi Partisi) milletvekilleri Tunahan Kuzu ve Selçuk Öztürk’ün partileri tarafından meclis grubundan atılmaları ile sonuçlandı.

Kuzu ve Öztürk, yeterince şeffaf olmadıkları gerekçesiyle Gülen hareketi, Hollanda Diyanet Vakfı, Süleymancılar ve Milli Görüş’ü 5 yıl boyunca yakın takibe almak isteyen uyumdan sorumlu Sosyal İşler Bakanı PvdA’lı Lodewijk Asscher’i bu kuruluşları ötekileştirmekle suçlamışlardı.

Sosyal Demokrat PvdA’da “veliaht” olarak kabul edilen Başbakan Yardımcısı Lodewijk Asscher tarafından izlenen uyum politikasının Türk kökenli iki milletvekili tarafından eleştirilmesinin parti içinde yarattığı gerginlik, yapılan çeşitli görüşmelere rağmen giderilemedi. PvdA’ya yakın kaynaklar, Tunahan Kuzu ve Selçuk Öztürk’ten, Asscher ile ilgili sözlerini geri almalarının istendiğini ve milletvekillerinin bunu kabul etmemesi üzerine meclis grubunun atılmaları yönünde karar verdiğini bildirdiler.

MECLİS GRUBU OLAĞANÜSTÜ TOPLANDI

PvdA’nın siyasi lideri Diederik Samsom ve Genel Başkan Hans Spekman’ın Kuzu ve Öztürk ile yaptıkları görüşmelerin ardından partinin meclis grubu olağanüstü toplandı. 3 saat süren toplantının ardından Samsom tarafından yapılan açıklamada, iki milletvekilinin meclis grubundan atıldıkları belirtildi.

Tunahan Kuzu ve Selçuk Öztürk’ten partinin uyum politikasını desteklemelerinin ve Başbakan Yardımcısı Asscher’e güven duyduklarını açıklamalarının istendiği öğrenildi. PvdA lideri Diederik Samsom, Kuzu ve Öztürk’ün bu istemi kabul etmediklerini ifade ederek, “Böylece yollarımız ayrıldı” dedi.

Tunahan Kuzu ve Selçuk Öztürk’ün meclisteki çalışmalarını bağımsız milletvekili olarak sürdürmeleri ihtimaller arasında bulunuyor.

KOALİSYON HALEN ÇOĞUNLUĞA SAHİP

PvdA’nın sandalye sayısı, Kuzu ve Öztürk’ün gruptan ayrılmasıyla 36’ya geriledi. Koalisyon ortakları Liberal VVD ve Sosyal Demokrat PvdA, Türk kökenli iki milletvekilinin PvdA grubundan ayrılmasından sonra da 150 kişilik Temsilciler Meclisi’nde 77 sandalyelik çoğunluğa sahipler.

ŞEFFAFLIK TARTIŞMASI

Uyumdan da sorumlu olan Sosyal İşler Bakanı Lodewijk Asscher, Hollanda’daki Türk kuruluşlarının hedefleri ve çalışma yöntemleri konularında daha şeffaf olmaları gerektiğini belirtmişti.

Hollanda Diyanet Vakfı, Gülen hareketi, Süleymancılar ve Milli Görüş’ü kapsayan araştırma raporunu geçtiğimiz ay Temsilciler Meclisi’ne gönderen Bakan Asscher, Türkiye’nin Hollanda’daki Türk kuruluşları üzerindeki etkisi konusunda da Dışişleri Bakanı Frans Timmermans ile birlikte Ankara ile görüşmeler yapacağını kaydetmişti.

Araştırma, 2012 yılında Sosyal ve Kültürel Planlama Bürosu tarafından hazırlanan ve Hollanda’daki Türk toplumunun diğer azınlıklara göre daha içe dönük olduğu sonucuna varılan rapor üzerine yaptırılmıştı.

Bakan Lodewijk Asscher, geçtiğimiz eylül ayında Temsilciler Meclisi’ne raporla birlikte gönderdiği yazıda, yeterince şeffaf olunmamasının demokratik toplum anlayışıyla bağdaşmadığını belirtmişti.

Asscher, bu araştırma ile Temsilciler Meclisi’nin “paralel toplum” konusunda inceleme yapılması yönündeki isteminin yerine getirildiğini ifade etmişti.

Bakan Asscher, yeni araştırmaların bu kuruluş ve hareketlerin uyumu olumsuz etkilediklerini ortaya koyması durumunda parasal yardımların durdurulabileceğini belirtmişti.

BAKANI ELEŞTİRMİŞLERDİ

Tunahan Kuzu ve Selçuk Öztürk, ortaklaşa yaptıkları yazılı açıklamada Bakan Asscher’in uyum politikasını eleştirmişlerdi. Kuzu ve Öztürk, “Bir sene boyunca bütün kapılarını açan ve istenilen bütün bilgileri Sosyal İşler Bakanlığıyla paylasan kuruluşların sert bir şekilde eleştirilmesinin doğru olmadığını, bu kuruluşları ötekileştirmek yerine kucaklamak gerektiğini ifade ettik. Günümüzde artan radikalizme bu tür kuruluşların karşı cevap verdiğini ve Hollanda Türk toplumu arasında radikalleşmenin olmamasının sebeplerinden bir tanesinin bu kuruluşların varlığı olduğunu anlattık” ifadesinde bulunmuşlardı.

Bakan Asscher’in raporla birlikte Temsilciler Meclisi’ne gönderdiği mektupla “şeffaflığı daha da uzaklaştırdığını” savunan milletvekilleri, “Yapılan araştırma bu kuruluşların Hollanda anayasasının temel ilkelerinden olan din hürriyeti, cemiyet/vakıf hürriyeti ve kanun çizgileri içerisinde hareket ettiğini göstermektedir” ifadesinde bulunmuşlardı. Bu kuruluşlardan tekrar şeffaflık istenmesinin önyargının ve güvensizliğin göstergesi olduğu savunulmuştu.

 

© InterAjans – Haberlerin tüm hakları İnterAjans’a aittir, izinsiz kullanılamaz.

 

View full post on InterAjans.nl