Ertan Torunoğulları yazdı: Ekilmeyen kafalardan mahsul alınmaz

Ertan Torunoğulları yazdı: Ekilmeyen kafalardan mahsul alınmaz

2 Mayıs, 2015

ERTAN TORUNOGULLARI EKILMEYEN KAFALARDAN MAHSUL  ALINMAZSevgili İnterAjans okurları,

Yaşam, kılavuzu olmayan bir yolculuktur. Bu yolculuğa başlarken hiçbir şeye sahip olmadığımız gibi, tüm kazandıklarımızı da geride bırakarak bu yolculuğu sonlandırırız.

Yunus Emre’nin dediği gibi: “Ana rahminden geldik pazara, bir kefen aldık döndük mezara.”

Annemizden, babamızdan, eğitmenlerimizden öğrendiklerimizle, inanç ve kültürel değer yargılarımızla, hayat mücadelesi verirken edindiğimiz tecrübelerimizle kendimize bir yaşam modeli belirleriz. Bu yaşam modelinde en büyük etken hayal gücümüz ve düşüncelerimizdir, çünkü düşüncelerimiz duygularımızı, duygularımız davranışlarımızı etkiler.

Zihnimiz boş olan yeri ya kendimizle ya da başka olumsuz girdaplarla bir şekilde doldurur. Zihnimizden geçen düşünceleri birileri bize söylese, belki de o kişiyle ömür boyu konuşmazdık. Beyin gücü ile zihin okuyabilen, şifa verebilenler olsa da, asıl sevindirici olan, “dilleriyle söylemedikleri ve eyleme dönüştürmedikleri sürece Allah’ın kulunun zihninden geçirdiği negatif düşünceleri bağışlamasıdır.” (Hadisi Şerif)

İnsan, gelişimine ve değişimine engel olan tüm olumsuz düşüncelerin farkında olmalıdır. Bunların kaydedilebileceği bir defterin olmalıdır. Olmalıdır ki ilerlemeni engellediğinde fark ettiğinde kendinle yüzleşebilesin. Yüzleşmek bireyi olgunlaştırır.

Keskin sirkenin küpüne zarar vermesi gibi, olumsuz düşünce ve inançlar da bireye zarar verir.

“Anne oğlunu kaldırmak için odaya girer, ‘Oğlum kalk okula geç kalacaksın’ der. Oğlu, cevap verir: ‘Gitmek istemiyorum, kimse beni sevmiyor.’ Oğlunun kalkmadığını gören anne bir süre sonra oğluna tekrar seslenir: ‘Oğlum kalk, okula geç kalacaksın.’ Oğlu, ‘Anne, okulda beş yüze yakın öğrenci var, hiçbiri beni sevmiyor. Yirmi tane öğretmen var, onlar da beni sevmiyor. On hademe, hatta okulun bekçisi de beni sevmiyor. Okula gitmem için bana bir önemli neden söyle’ der. Annesi, ‘Sana bir değil, iki neden söyleyebilirim’ yanıtını verir. ‘Birincisi kırk üç yaşındasın, ikincisi ise gitmek istemediğin okulun müdürüsün.”

Dünyada birileri bir şeyleri başarabiliyorsa sen de başarabilirsin. Hayatını istediğin gibi yönlendirecek güce ve potansiyele sahipsin. Yeter ki zaman ayır, emek ver, tercihini gelişmeden yana yap ve değişimi seç.

Adam ve karısı, uzun süren yolculukları esnasında boşalan depoyu doldurmak için bir benzin istasyonuna girerler. Görevli genç arabanın camlarını siler ve tam uzaklaşacakken adam var gücüyle bağırır: “Ne biçim cam siliyorsun. Görmüyor musun camlar halen pis!” Delikanlı hiç sesini çıkarmaz ve camı tekrar siler. Adam yeniden “Bir camı silmesini öğrenememişsin, sana burada nasıl iş veriyorlar” diye bağırırken, karısı adamın gözlüklerini çıkartıp kağıt havluyla bir güzel siler ve gözlükleri eşine geri verir. Temiz gözlüğünü takan adam, arabanın camının tertemiz olduğunu görür.

 

Peki sizin zihin ekranınızdan ve camlarınızdan yaşama bakışınız nasıl? Mevlana’nın dediği gibi: “Sen düşünceden ibaretsin, geriye kalan et ve kemiksin. Gül düşünürsün, gülistan olursun. Diken düşünürsün, dikenlik olursun.”

Güzel düşünen güzel görür, hayatından lezzet alır.

Bir insanın zihninden bir günde ortalama elli bin düşünce geçer. Maalesef olumsuz düşüncelerimiz çoğunluktadır. Mesela bir arkadaşımız bize, “kaşın güzel, gözün güzel, ama burnun biraz büyük” dese, tüm övgüleri unutup burnumuza odaklanırız. Halbuki burnumuzla ilgili negatif bir düşünce olmasa, bu sözlere belki de güler geçeriz veya onun bizi kıskandığını düşünürüz.

DÜŞÜNCELER DUYGULARIMIZI, DUYGULARIMIZ DAVRANIŞLARIMIZI ETKİLER

Sen düşüncelerinden ibaretsin, öyleyse düşüncelerinin kalitesini yükselt. Gelişimine ve değişimine engel olan düşünce ve inançlarının farkına var. Kin, nefret gibi olumsuz düşüncelerin sana zarar vermesine izin verme, kendinle yüzleş.

Zihnimiz aynı anda iki olguyu düşünemez. Gül bahçesini düşünmek varken, neden çöp yığınını seçelim? Kendimizi aciz hissetmekle, güçlü hissetmek de bizim seçimimizdir.

“Toprak ne kadar zengin olursa olsun, ekilmedikçe mahsul vermez. “ (Seneca ) Kafalar da öyle, ekilmeyen kafalardan mahsul alınmaz.

 

 

Ertan Torunoğulları, Edelstaal Group Yönetim Kurulu Üyesi

 ertantorunogullari@hotmail.com

© InterAjans – Haberlerin tüm hakları İnterAjans’a aittir, izinsiz kullanılamaz.

 

View full post on InterAjans.nl