Selamün Yavuz (Hollanda Gündemi) ‘C’ PLANI…

Selamün Yavuz (Hollanda Gündemi) ‘C’ PLANI…

6 Haziran, 2015

SELAMUN YAVUZ  C PLANIYAĞMUR altında sıra beklemenin dışında büyük bir sorun yaşanmadan Deventer ve Rijswijk’te kurulan sandıklarda Hollanda’da tam 76 bin 529 oy kullanıldı. Şahsi tahminimin 5 puan kadar üstünde gerçekleşen katılım oranı Hollanda’da ikamet eden Türk yurttaşlarının gümrüklerde kullandığı oylarla birlikte 86 bin 501 rakamına ulaştı.

Verilen demokratik hakkın kullanılması demokrasi adına her zaman sevindiricidir. Ancak, 30 yıldır oy hakkımızın olduğu Hollanda’da bu katılım oranlarını zor yakalarken, Türkiye’deki seçimler için ikinci kez kullandığımız oy hakkımızda bu oranı bulmamız da o derecede ironik ve düşündürücü.

Sağ olsunlar (!) Türkiye’deki siyasi partiler de aynı Türkiye’deki gibi burada da propaganda çalışmalarına hız verince, seçimlere katılım sanılandan yüksek oldu.

Hollanda’yı seçim arifesinde ziyaret eden siyasilerimizin sayesinde örneğin 10 yıldır işletilen bir restoranın 10 yıl gecikmeyle açılış töreninin yapılmasına da hep birlikte şahit olduk.

***

Seçimlere doğru birçok tanıdık, eş ve dost seçimler nasıl sonuçlanır ve seçimlerden sonra ne olur sorusunu yönelttiler. Her defasında bu sorunun yanıtına kafa yorsam da soruları istisnasız ‘hiç bir şey değişmez’ şeklinde yanıtladım.

Neden hiçbir şey değişmez?

‘Yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal’ misali, bütün gerçekçi olasılıklar aynı kapıya çıkıyor.

TÜRKİYE NASIL YÖNETİLDİ?

Seçimlerden sonra ne olur sorusuna doğru yanıt verebilmek için, önce seçimlerden önce ne olduğunun, ülkenin nasıl ve kimler tarafından yönetildiğinin doğru bir analizini yapmak gerekir.

Geçtiğimiz yasama döneminde ülkenin yönetiminde iki değişik yöntem uygulandı… Bu, en azından son dört yılda mecliste çoğunluğa sahip AKP hükümetinin stratejisiydi.

Bunlardan birincisi TBMM’nin 24. dönemde aldığı 97 karar, kabul ettiği 151 yasa ve 40 Kanun Hükmünde Kararname ile yönetilen bir ülke. Yani her şeyin demokrasinin genel kuralları çerçevesinde yapıldığı bir yönetim biçimi sergilendi.

İkincisi ise, TBMM’nin gündemine dahi gelmeyen, vekillere bilgi verilmeyen, hatta gizli kapaklı sayılabilecek mekanizmalarla uygulanan, demokrasiyle hiçbir şekilde bağdaşmayan bir yöntemle ülke yönetildi.

AKP hükümeti, bu gizli kapaklı uygulamalarında değişik partnerlerle çalıştı…

Birkaç örnek verelim…

AKP hükümeti, adına ‘Barış süreci’ denilen ve aslında emperyalist güçlerin Sevr’i uygulama ve Türkiye’yi bölme süreci olan, önce Oslo, sonra İmralı görüşmelerinde muhalefetteki BDP/HDP ile hareket etti. Misak-i milli sınırlarını ve üniter devlet yapısını savunan diğer muhalefet partileri hiç yokmuş sayılarak TBMM bu süreçle ilgili bilgilendirilmedi bile.

Yani, TBMM ülkenin bütünlüğü ve üniter yapısı ile ilgili bir konuda tamamen devre dışı bırakıldı.

AKP hükümeti, Sayıştay raporlarını meclise göndermedi! Yani TBMM şu anda devletin gelir ve giderlerini denetleyecek bilgilere ve verilere sahip değil; milletten alınan vergilerin nerelere ve nasıl harcandığını TBMM kontrol edemiyor.

Yani, TBMM devletin bütçesi ve harcamaları konusunda da devre dışı bırakıldı.

Belgeleri Avrupa basınının elinde ve Avrupalı siyasilerin çekmecesinde olan Suriye’deki El Nusra / IŞİD’e silah sevkiyatı… Elbette bir ülke milli çıkarları için kamuoyundan gizli bazı işler yapabilir, ama AKP hükümeti ‘bostan bekçisi’ olarak gördüğü TBMM’de kapalı bir oturumda dahi vekilleri bilgilendirmedi.

Yani, yasama mercii TBMM ülkenin dış güvenliği konusunda da devre dışı bırakıldı.

Bunlar, ülkenin meclis dışından gizli kapaklı nasıl yönetildiğinin örnekleri…

Peki, AKP hükümeti ülkeyi meclis içinde nasıl yönetti ve kimlerle işbirliği yaptı?

Ta 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile başlayan meclis içindeki AKP-MHP ittifakı, tahkim yasası, türban yasası, Suriye tezkeresi, 4+4+4 eğitim yasası gibi yasa ve kararlarda kendini gösterdi. MHP sert muhalefet görüntüsüne rağmen AKP’nin ‘daha muhafazakâr bir Türkiye’ hayalini gerçekleştiren yasaların altına imzasını attı.

Tablo ilginç… Meclis dışında BDP ile işbirliği yapan AKP’nin, meclis içinde en yakın işbirliğinde olduğu parti MHP… Zaten eriyen AKP oylarının ana muhalefet CHP‘ye değil de bu iki partiye kayması, seçmenlerin bu iki AKP işbirlikçisi partiyi alternatif olarak görmelerinin kanıtı.

Müzmin muhalefet CHP ise ne AKP’ye, ne de diğer muhalefet partilerine yaranamadan tek başına muhalefet yapmaya çalıştı. Sadece muhalefet yaptı, ama zaman zaman AKP’yi taklit edercesine dini siyasetin içine sokma çabasını gösterdi. Bu seçimlere kadar sol ya da sosyal demokrat bir proje geliştiremedi. Bu seçimler öncesi geliştirdiği ‘insan’ ve ‘emekçi’ odaklı projeler küskün CHP seçmenlerini sandığa çekmeyi başaracak mı? Bunu bekleyip göreceğiz.

SEÇİM SONUÇLARI NELERE GEBE?

Seçimler sonunda neler olabilir? Bunun için varsayımlardan yola çıkacağız. Çünkü varsayımlar siyasette bir sonraki hamleyi görme ve alternatifler bulma şansını verir.

HDP barajı aşar mı? Aşar! Hemen hemen bütün kamuoyu araştırmalarının sonucu da bu yönde. HDP’nin barajı aşması demokrasi adına olumlu bir gelişme olur. Çünkü çoğulcu demokrasilerde azınlıkların temsili de çoğunluğun temsili kadar önemli.

AKP 276’yı bulur mu? Yani tek başına iktidar olur mu? AKP oylarındaki erime hızını göz önüne alırsak bu giderek zorlaşıyor. Hele HDP barajı aşarsa AKP’nin tek başına iktidar olacak sandalye sayısını bulması mümkün değil gibi görünüyor.

Bu durumda iki alternatif var…

AKP bir azınlık hükümeti kurarak en az 8-9 ay daha ülkeyi yönetir, sonra erken seçimlere gidilir.

Ya da AKP daha uzun ömürlü bir koalisyon hükümeti kurar…

Ama kiminle?

Bu AKP’nin önceliklerine bağlı… AKP önümüzdeki dönemde ‘bölünme’ sürecine mi öncelik verecek, yoksa Anadolu insanının ‘muhafazakârlaştırılma’ sürecine mi?

Aslında iki alternatif arasında pek bir fark yok. İlki ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesini (BOP) uygulamaya koyar, bölünmeyi hızlandırır, Sevr’i tekrar canlandırır. İkincisi, yine ABD’nin ‘medeniyetler çatışması’ projesi ile Atatürk ve Cumhuriyetin ‘Aydınlanma’ devrimlerini tek tek ortadan kaldırır, Anadolu Müslümanlarının daha muhafazakâr olmasını sağlar ve Arap-Müslüman medeniyetine entegre olmasının yolunu açar.

İlk alternatifte AKP’nin ‘özerkliği’, HDP’nin ise ‘başkanlığı’ kabul ederek bir koalisyon kurması en güçlü olasılık gibi gözüküyor. Böyle bir koalisyonun gerçekleşmesi durumunda, 24. dönemde TBMM iradesi dışında yürütülen Türkiye’yi bölme süreci, meclis içine taşınarak meşru zemin hazırlanmış olur.

İkinci alternatifte daha muhafazakâr bir Türkiye için AKP ve MHP bir koalisyon hükümeti kurabilir.

Bundan dolayı ‘Yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal’ misalini verdim.

Ancak ikinci alternatifin gerçekleşmesi çok daha zor. Çünkü MHP içerisinde önemli bir kesim, Atatürk ilkelerinden ve Cumhuriyet devrimlerinden, aydınlanmadan, çağdaş uygarlıktan iktidar olamama pahasına dahi olsa vazgeçmez.

Teorik olarak bir alternatif daha var. Bu da AKP-CHP koalisyonu. Ancak, AKP’nin CHP ile bir koalisyon kurması mümkün değil gibi görünüyor… Böyle bir koalisyon CHP’ye büyük zararlar verir; CHP kadrosu bunu göze alamaz.

AKP tek başına iktidar olursa ne olur?

İşte o zaman her şey daha hızlı değişir… AKP meclis dışında kurduğu ittifaklarla bütün Cumhuriyet değerlerini, bölünmeyi ve muhafazakârlaşmayı hızlandırdığı gibi, TBMM de işlevini yavaş yavaş yitirmeye başlar; ülke demokrasiden uzaklaşıp sivil totaliter rejime biraz daha yaklaşır.

‘C’ PLANІ

Türkiye’nin bu ABD projelerinin uygulama alanı olmaktan çıkması için, rahmetli Uğur Mumcu’nun deyimiyle bir ‘C’ planının olması gerekir. Bu da Cumhuriyetin ‘C’ harfinde gizli.

Bunun anlamı da uygar ve bağımsız bir Türkiye için Cumhuriyet ve Aydınlanma devrimlerinin sonsuza dek korunması. Bunun için herhangi bir siyasi partiyi desteklemeniz ya da karşı çıkmanız önemli değil. Hangi partiyi desteklerseniz destekleyin, Cumhuriyet devrimlerinin size verdiği bireysel özgürlüğün farkında olun yeter.

***

72 saat sonra her şey daha netlik kazanacak.

Not: Türkiye’deki genel seçimlerin sonuçlarını, yurtdışı oylarının dağılımını ve seçimlerle ilgili detayları InterAjans.nl’de dakika dakika takip edebileceksiniz.

 

 

 

Elektronik posta: syavuz@kpnmail.nl
Twitter: @SYavuzTR
Facebook: www.facebook.com/selamunyavuz

© InterAjans – Haberlerin tüm hakları İnterAjans’a aittir, izinsiz kullanılamaz.

View full post on InterAjans.nl