Selamün Yavuz (Hollanda Gündemi) Soma İzlenimleri (4) Bu yaraları kim saracak?

Selamün Yavuz (Hollanda Gündemi) Soma İzlenimleri (4) Bu yaraları kim saracak?

25 Temmuz, 2014

SELAMUN YAVUZ SOMA IZLENIMLERI 4Bu yaraları kim saracak?

İki günlük ziyaretlerimizde faciada en çok şehit veren Kınık’ın Elmadere ve Köseler köyleri ile İvrindi’nin Çatalca köyüne ulaştık. Ortalama yüz haneden oluşan bu köylerin herbirinde 10’dan fazla şehit ve 20’den fazla babasız kalmış çocuk var.

Diğer taraftan eşlerini kaybetmiş hamile kadınların hemen hemen hepsi tekrar baba ocağına dönmüş. Yine aynı şekilde çocuklu dul kadınların çoğu da kendi ailelerine dönmüşler.

Bizim izlenimlerimize göre faciada hayatını kaybedenlerin çoğu 20 ilâ 35 yaşları arasında. Kınık, Kırkağaç, Soma, Savaştepe ve İvrindi’nin köylerinden geliyorlar çoğunlukla. Evli olanlar Soma’da bir ev kiralayıp hem kendi ailelerini geçindiriyorlar, hem de köylerindeki anne babalarına maddi destekte bulunuyorlar. Bu genç insanların hayatını kaybetmesi sonucu, hem kendi eş ve çocukları, hem de köylerdeki anne ve babaları mağdur duruma düşmüşler.

Soma’daki maden ocaklarının hemen hemen hepsinde işçiler üç vardiya çalışıyor. Gerçi yerin bin-ikibin metre altında gece mi çalışmışsın, gündüz mü çalışmışsın pek farketmez; çalıştığın yer hep karanlık. Ama işçiler her vardiyaya bir isim takmışlar. Sabah vardiyasına ‘gündüz vardiyası’ diyorlar; öğle vardiyasının adı ‘paşa vardiyası’. Gece vardiyasına ise ‘serseri vardiyası’ diyorlar.

Madende çalışanların maaşları ise 1000 TL ile 1800 TL arasında değişiyor. Maden işçileri tam maaşlarını hak etmek için ayda 30 gün çalışmak zorundalar. Herhangi bir nedenden dolayı bir gün eksik çalışsalar maaşlarından 200 TL kesiliyor; daha az çalışırlarsa daha fazla kesiliyor maaşlarından. Sendikanın dile getirdiği her üç-dört ayda verildiği öne sürülen ikramiyeyi alan hiçbir maden işçisine rastlamadık. Konuştuğumuz maden işçileri, bu ikramiyelerin sendika temsilcilerinin cebine girdiğine inanıyorlar.

Soma’da yaptığımız şehit ailesi ziyaretinde yanımızda bir de kurtarma çalışmalarına katılmış 112 acil sağlık ekibinden bir görevli vardı. Madenden sedyeyle çıkarılanlara takılan oksijen maskelerini sorduk. O maskelerin madenden çıkarılan cesetlere yaralı süsü vermek için, orada toplanan halkın galeyana gelmesini önlemek için şehitlerin yüzlerine takıldığını söyledi. Zaten o maskelerin ucu da bir oksijen tüpüne bağlı değilmiş.

Evet, ateş düştüğü yeri yakar. Soma faciasında şehit vermiş yüzlerce ailenin ocağına ateş düşmüş, yanıyor o evler, barklar. Bazı köylerde aynı sokakta yanyana dört, beş evde şehit var; bazı aileler iki, üç şehit vermişler. Yitirilen hangi cana acısınlar? Yapılan yardımlar hiç bir canı geri getirmez, ancak o ailelerin gelecekle ilgili kaygılarını bir nebze olsun azaltır. Ancak gerek devlet tarafından, gerekse işadamları, sporcular ve sanatçılar tarafından facianın sıcağında sözü verilen yardımların yerine ulaşmadığını görünce içimiz titredi, insanlığımızdan utandık. Biz, ‘orda bir köy var uzakta, gitmesekte, görmesekte o köy bizim köyümüzdür’ demeden gittik ve gördük o ücra köyleri ve o köylerin yuvalarına ateş düşmüş insanlarını.

Kınık ilçesine bağlı köylerde daha önce tütün yetiştiriliyormuş. Ancak tütün üretimine devlet tarafından kota getirilince köy delikanlıları madende çalışmak zorunda kalmışlar.

Yaz tatilinde yolunuz o bölgeye düşerse, Kınık, Kırkağaç, Soma, Savaştepe ve İvrindi’nin köylerinde şehit ailelerini ziyaret edin. Onların sofralarına konuk olun, bir bardak çaylarını için, taziyelerinizi bildirin. Soma faciası hiç unutulmamalı, her zaman gündemde tutulmalı. Çünkü o bölgede maden üretimi için gerek ‘dayıbaşı’ sistemi ile, gerekse işletmeci-sendikacı işbirliği ile ucuz işgücüne ve değer verilmeyen insan canına dayalı bir sömürü sistemi oluşturulmuş. Buna ‘dur’ demek için Soma faciası hep gündemde kalmalı!

Soma madenlerinde yaklaşık 22 bin maden işçisi çalışıyor. Hepsi de Allah’ın her günü, haftasonu, bayram, tatil demeden kelle koltukta yerin binlerce metre altına girip kazma-kürek sallıyorlar. Önlem alınmazsa bir dahaki facianın nerede, ne zaman olacağını bilemeden. Kimbilir ne dualar okuyorlardır madene girerken.

Yüzlerce eşini kaybedip dul kalmış kadın, babalarını kaybetmiş yüzlerce çocuk, evlatlarını kaybetmiş yüzlerce anne ve babanın yanısıra, o faciadan kurtulmuş, ancak derin bir travma yaşayan yüzlerce maden işçisi var o bölgede. Hepsi de yaşadıkları travmanın yanısıra, gelecekleri ile ilgili kaygı içindeler. Bölgedeki 10 binlerce insan eşlerini, oğullarını, babalarını, mesai arkadaşlarını, komşularını, aile dostlarını kaybetmişler bu faciada. Yaraları büyük.

Bu yaraları kim saracak?

 

Not:

Bayram ve yaz tatili dolayısıyla yazılarıma bir süre ara veriyorum. Bütün InterAjans okuyucularının Ramazan Bayramı’nı kutluyor, Eylül ayında tekrar buluşmak umuduyla hoşçakalın diyorum.

 

Soma’ya Yardım Kampanyası 25 Temmuz tarihine kadar uzatılmıştır. Ramazan’da vereceğiniz fitre ve zekatlar bayramdan önce Soma ve çevresindeki madenci ailelere ulaştırılacaktır. Fitre ve zekatlar S. Kargi-Icel adına NL85 INGB 0689 7484 18 no’lu hesaba yatırılabilir.

syavuz@kpnmail.nl

© InterAjans – Haberlerin tüm hakları İnterAjans’a aittir, izinsiz kullanılamaz.

View full post on InterAjans.nl