Facebookta Yemek Fotoğrafı Paylaşma Sorunsalı

Facebookta Yemek Fotoğrafı Paylaşma Sorunsalı

31 July, 2015

sosyalmedyaSadece son bir kaç senedir Facebook kullanan biriyim. Kendimi ‘farklı’ görmek için değil, düzene yenildiğimi belirtmek için söylüyorum bunu.

Açmamaya direndim uzun süre, anlamsız geldi orada dönen muhabbetler. Ancak ”Artık senin de bir hesabın olsun” diyen arkadaşları kıramadım. Fazla takılmam. Bir kaç tane fotoğrafım var. Çokta yakışıklı değilim, ama burada olmaktan mutluyum.

Neşeli bir “Merhaba”  ile başlamak isterdim yazıma ama kusura bakmayın artık. Biraz tereddüt etsem de yazmaktan kendimi alıkoyamadım.

Olur olmadık yerlerde, anlamının derinliği konusunda çok da kafa yormadan, çeşitli ağızlarca milyon kez söylenmesine rağmen… Yine de kendi mütevazılığimi koruyarak “herkes kendi yaptığından sorumludur”  cümlesinin omuzlarıma bıraktığı ağırlıktı beni bu tereddüde sürükleyen.

Gelelim konumuza…

İnsanlar üçe ayrılır; yediklerini anlatanlar, gördüklerini anlatanlar ve yaşadıklarını anlatanlar. Yediklerini anlatanlar, fotoğraflayıp paylaşanlar, sözüm size…

Hiç ama hiç anlam veremem, Facebook, twitter, instagram veya her ne ise. Son yıllar da sürekli böyle yerlerde yedikleri yemeğin resimlerini arkadaşlarıyla paylaşmak isteyen kişiler var.

Bir insan neden yediği yemeğin resmini çekip paylaşma ihtiyacı duyarlar anlamış değilim. Böbürlenmek için mi, hava atmak için mi, sizde yok bende var demek için mi, gelin beraber olsun demek için mi, ne için?

”Yediğin içtiğin senin olsun gördüklerini anlat” denir hep… Böyle bir cümle duymadınız mı hiç?

Eğer ki mesleğiniz aşçılık ise kendinizi pazarlamak için paylaştığınız fotoğraflarda sıkıntı yoktur. Değilse, bırakın profesyoneller yapsınlar işlerini siz de tıkınmanıza bakın, biz de keyfimize.

Annem, ben bildim bileli evde pişen yemeği konu komşuya söylemez, bize de böyle öğütlerdi. Ne yazık ki değer yargıları çok çabuk değişiyor, teknolojiyle haşır neşir olurken değer yargılarını silip atıyoruz bazen.

Facebook’ta, annesinin yaptığı yemeklerin fotoğrafını çekip paylaşan bir arkadaşa sahiptim. Her gün evde ne yediklerini ”bakın kuzu güveç, annem yine döktürmüş” tarzı yazılarla bize duyururdu. Bence biri uyardı ki bu huyundan vazgeçti. Yine saçma fotoğraflar paylaşıyor ”kardeşinin sabah uykudan kalkmış, yüzünü yıkamamış hali gibi” ama en azından yemek değil. Yada hangisi daha kötü bilemedim..

Kültürel yozlaşmanın insanlara yaptırdığı en antipatik davranışlardan biridir. Eskiden fotoğraf albümlerinde olmayan bir davranış, bir motivasyon biçimi.

Koyduğu fotoğrafla yetinmeyip bir de yazıyla yediği yemeği ifade etme hastalığı olan insan tipi. İskender kebap fotosu koyuyor, over ”bol yoğurtlu İskender” writes. Sağol da, biz yoğurtlu İskender olduğunu anlayamayacak kadar angut muyuz. Bu, en yakın arkadaşımın yaptığı eylem. Kızıyorum, dalga geçiyorum anlamıyor. Sonra paylaşan başka insanlarla dalga geçiyorum “kızım sana söylüyorum gelinim sen anla” edasıyla ama bana mısın demiyor. İlle de paylaşıyor. Durdurmak mümkün değil. Rafadan yumurtadan tut, yaptığı kuru fasulyeye kadar paylaşıyor. Böyle insanların amacı nedir, niye paylaşır bilmem. İlk kez yemek görmüş gibi resmini çekip ele âleme duyurmanın amacı nedir arkadaş? Hayır, namely, o güne kadar fotosentezle mi beslendin anlamıyorum ki.

Küçükken bana çok ayıp bir şey olduğu öğretilmişti yemek teşhir etmenin. Şimdilerde ise moda. Hep derler, ”iki tas yemeğin varsa üçüncüyü, üç tas varsa dördüncüyü komşuna götür diye… Paylaşan kişi kilo sorunu olan biriyse, ekstra itici olan eylem. Hele bir de yiyeceklerle aynı karede kendisi de yer alıyorsa, dağlara taşlara… Aman Allah…

İnstagram.com, yemekneredeyenir.com ve foodgawker.com v.b gibi sosyal paylaşım siteleri de mevcut. Tam size göre. Üye olursanız yemekleri tek tıkla favorilerim bölümüne alabilir ve elinizin altında tutabilirsiniz. Tariflere tıklayınca bloglara gider, ancak çoğu zaman özellikle eski tariflerde sayfanın ya da bloğun silinmiş olduğuna rastlayabilirsiniz. Buda benden size bir kıyak olsun…

Göz hakkı, Kul hakkına girdiklerinin farkında değiller mi?

Güzel arkadaşım son olarak şunu demek isterim;

”Yemeğini paylaş ama yemek fotoğrafını paylaşma”! Bu değerli tavsiyeyi yaz bir kenara.

Hadi selametle…

İstanbul Müstülüğü bu konu hakkında sorulan sorulara şöyle bir cevap veriyor;

Müftülüğün cevabı:

“İslam dininin en önemli hususlarından biri niyettir. Kişinin yaptığı işler niyete göre değer kazanır.Aynı işi yapan iki kişi niyetlerindeki farklılık sebebiyle birbirine zıt karşılık görebilirler. Bu sebepten gerek Kur’an’da gerekse hadislerde niyetin önemini belirten beyanlar gelmiştir. Nitekim Yüce Allah; “Kesilen kurbanların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır; fakat ona sadece sizin takvanız ulaşır.” (Hac, 37) buyurmaktadır.
Buhârî ve Müslim’in Hz. Ömer (r.a.)’den rivayet etmiş oldukları ve “niyet hadisi” diye meşhur olmuş olan hadis-i şerifte Allah Rasulü şöyle buyurmaktadır: “Ameller niyetlere göredir. Herkese niyet ettiği şey vardır……. ." (Buhârî, Bed’ü’l-Vahy, 1, Eyman, 23; Müslim, İmaret, 155; Ebu Davud, Talak, 11; Tirmizî, Fedailu’l-Cihad, 16)

Sosyal medyada yapılan yediği içtiği, gezdiği yerlerle ilgili paylaşımlar göseriş maksatlı ise elbette doğru değildir ve kişi niyetine göre karşılık alacaktır.
Ayrıca yiyeceklerle ilgili paylaşımlarda başkalarının imrenmesine vesile olacak ve herkesin de ulaşma imkanı olmayacağını düşünürsek ahlaki olarak da doğru bir davranış değildir. [Sure (Enfâl Suresi), 47. Ayet]
Şımarıp böbürlenmek, insanlara gösteriş yapmak ve (halkı) Allah yolundan alıkoymak için yurtlarından çıkanlar (Mekke müşrikleri) gibi olmayın. Allah onların yaptıklarını kuşatıcıdır.”
Kısacası İstanbu Müftülüğü, sosyal medyada paylaşım yaparken, gösteriş için yapılmaması konusunda uyarıda bulunuyor.

View full post on Haber Utrecht